NETFLIX’in Müthiş Başarı Hikayesi! – Nasıl Bu Kadar Büyüdüler?

Hızlı bir bilgi. Şu anda dünyada internet trafiğinin %15’ini Netflix oluşturuyor.

%15! Çok ciddi bir oran bu…

Yani Netflix tam bir internet imparatorluğu kurmuş durumda. Yıkılmaz bir kale…

 Peki nereden çıktı bu Netflix? Nasıl bu boyutta bir şirkete evrildi? Bu başarısının ardındaki sırlar neler?

Şu anda dünyada 190’dan fazla ülkede neredeyse 200 milyon ücretli abonesi olan bu şirketin geçmişine, bu müthiş fikrin arkasındaki adamlara gelin birlikte bakalım.

Elbette Netflix’in çıkışı da bazı alışkanlıklarımızın değişmeye başlamasına dayanıyor. Bunun en temel nedeni yine internetin ortaya çıkışıydı. Televizyonlarının başında kendisine sunulan içeriklerden başka bir şey izleme şansı olmayan insanlar sıkılmaya başlamış ve yeni arayışlar içine girmişti.

Bu noktada önce bilgisayarlar ve sonra telefonlarla birlikte oturma odasının başköşesinde bulunan kutulardan ...  Devamı

Einstein vs. Kuantum – Kim Haklı? + Kuantum Işınlanması

Bir cephede zafer kazanmanız önemli değil. Sonunda savaşı kazanmanız gerekir.

Niels Bohr ile Albert Einstein’ın 1927 Solvay konferansında başlayan kuantum savaşı tüm hızıyla devam ederken Niels Bohr bu “tek kuantum parçacığı” üzerinde sürdürülen tartışmalarda Einstein’ın tüm “düşünce deneylerini” büyük ustalıkla bertaraf etmeyi beceriyordu. Niels Bohr savaşın tartışmasız galibi durumundaydı.

Ama Einstein asla pes etmemiş ve 1935 yılında bu savaşta çok önemli bir cephe açmıştı.

EPR Paradoksu ile ortaya çıkan “Kuantum Dolanıklığı” cephesi.

O zamana kadar tek parçacık üzerinden ilerleyen tartışmaların yönünü “iki kuantum parçacığı” ile tamamen değiştirmiş ve hadi bakalım bu “Mesafeler Arası Korkunç Olayı” açıklayın da görelim bakalım demişti.

Ve.

Kimse açıklayamamıştı. Bir noktada Niels Bohr’un öncülüğünü yaptığı Kopenhag Yorumu ...  Devamı

Einstein’ın Kabusu: Kuantum Dolanıklığı ve Malum Kedi

Nesnenin devamlılığı.

Gariptir. İnsan bebekliğinde belli bir süre “nesnenin devamlılığı” kavramına sahip değildir. Yani. Bir bebek bir nesnenin bakmadığı zaman orada olduğunu anlamaz. O bakmadığı zaman oyuncağı, çevresindeki her şey, annesi, babası, dünya aslında “yoktur”. O yüzdendir “Ce-ee” oyunu çok ama çok ilginç gelir bebeklere. Annesi ya da babası yüzünü kapattığında, bir anlığına, gerçekten “pof” diye yok olduğunu düşünür. Yeryüzünden silindiğini. 1 saniye sonra. “Pof” tekrar geri gelir. Çok acayip bir olay onlar için. Sıradışı. Adeta sihir gibi.

Tanıdık geldi mi?

Belki garip gelecek ama klasik fiziğin de dayandığı temellerden biridir bu. Bir nesne varsa, bakmanıza, ölçmenize gerek duymadan varlığını sürdürür. Oradadır.

Kuantum mekaniğinde mi? I-ıh. Öyle değil. Bakmıyorsanız. Orada değil.

Ve hatta vitesi artıralım biraz konuya tam anlamıyla ...  Devamı

Bu Gerçek Olamaz! : Kuantum Fiziği – Çift Yarık Deneyi

Bir bebeğin ilk adımları. Bir insan için hayatının en önemli anı. Antik çağlarda insanların farklı kıtalara keşfe çıkması ve tüm dünyayı mesken edinmesi gibi. Her şeyi keşfetmeye başladığı an. O ilk adımdan sonrası bir süre dengesizdir, düşer, çarpar… Yavaş yavaş çok daha sağlam adımlarla ilerlemeye başlar. Önce evinin çevresini, parkları… Sonra… Sonra bir yetişkin olur. Gerekli olgunluğa ulaşır. Ama keşfetmesi hiç durmaz. Sürekli yeni yerler, sürekli yeni deneyimler… Anlam arayışı yolculuğunda atılan her bir adım, gerçeğe doğru yapılan bir koşu gibi…

İnsanoğlu gibi… 200.000 yıl önce doğduk… Henüz 6.000 yıl önce medeni hayata geçtik. Ve henüz 300 yıl önce “biz neredeyiz” diye sormaya başladık. Belki de o zaman gerçekten doğdu insanoğlu. Isaac Newton ile. Evreni anlama yolculuğumuzu başlatan insan desek çok da yanlış olmaz…

Sonra… Emeklemeye ...  Devamı

Hayatınızdaki Sosyopatları Tanıyın

Joker. Dark Knight’ın Joker’i.

Heath Ledger’ın hayat verdiği sinema tarihinin en ses getiren karakterlerinden biri.

Neden Dark Knight’ın Joker’inden bahsediyorum da diğerinden değil?

Çünkü bu Joker’in PLANI YOK. SEBEPSİZ. SONUÇSUZ. AMAÇSIZ. Kötülüğe gönül vermis bir karakter.

Ama nedense çok sevdik biz bu Joker’i. Sebepsiz şiddete başvuran, adam öldüren, bir şehri anarşiye kurban etmek isteyen bir karakteri.

Bir SOSYOPATI.

Çok garip değil mi?

Aslında değil.

Çünkü Joker’i sevenleri iki gruba ayırırsak karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor.

İlk grup ki bu en kalabalık grup, bu Joker’i bir hayal ürünü olarak görenler, gerçek hayatta yaptıklarını asla tasvip etmeyenler, ortadaki hikayeyi ve oyunculuğu takdir edenlerdir. Olay örgüsü, anlatımı, oyuncu ile karakterin bütünleşmesini.

 ...  Devamı

Her Şeyi Unut! – Kuantum Fiziği: Başlangıç

Evren. Galaksi kümelerinden oluşuyor.

Bu kümeler ayrı ayrı galaksilerden. Her galaksi gezegenler, yıldızlar, kara deliklerden oluşuyor. Devasa, uçsuz bucaksız yapılar, aklımızın hayalimizin almayacağı büyüklükler, cisimler.

Daha da küçültelim odağımızı.

Sen. Ben. O. Gördüğümüz her şey.

Bir galaksi kümesindeki bir galakside bulunan bir yıldızın etrafında dönen, nispeten küçücük bir gezegenin üzerinde gezinen minik yaşam formları olan insanoğlu, ortaya çıkardığımız insan yapımı her şey, etrafımızda gördüğümüz, dokunabildiğimiz her şey.

Az önce saydığım ve saymaya zamanımın yetmeyeceği her şey.

Atomdan oluşuyor.

Küçücük bir parça. Tüm evrenin temelinde yatıyor.

Atom.

Her şeyin yapıtaşı.

Şimdi.

Bu zamana kadar Newton’dan, hatta daha öncesinden başladık ve Einstein’a kadar geldik. Klasik Fizikten bahsettik. Newton’ın eksiklerini Einstein düzeltti. Ve bir noktada evreni anladığımızı düşündük. ...  Devamı

Newton ile Fiziğe Giriş – Herkes Anlasın Diye

https://youtu.be/x6coqmUO4mk

Lise matematik ve fizik derslerimi hatırlıyorum. Pek de iyi hatırlamıyorum. Branşımın İngilizce olduğunu biliyorsunuzdur. Dil çalışmalarını sevmemin yanında dil seçmemin nedenlerinden biri de özellikle matematiğin benim için anlaşılması çok zor, inanılmaz soyut ve bir nevi büyülü rakamlardan ibaret bir alan olarak gelmesi olmuştur. Öyle anladım. Daha doğrusu. Öyle anlatıldı. Ve çok gariptir ki sonradan öğrendim ki aslında dil ve matematik çok çok benzer becerilermiş… Neyse…

Bir eğitimci olarak şu an geriye baktığımda suçu önce kendimde ama daha çok öğretmenlerimde buluyorum.

Einstein’ın “Bir şeyi basitçe anlatamıyorsan, sen de anlamamışsındır” sözü aklıma geliyor böyle durumlarda.

İşte o zamanki öğretmenlerime kızgınlığımın nedeni de budur.

Bugün kendi kendime matematik ve özellikle fizik çalışırken, anlamaya çalışırken fark ettiğimde bu oldu.

Matematik, ...  Devamı

Güç Yozlaştırır mı? – Stanford Hapishane Deneyi

1971. California Palo Alto’da sakin bir Pazar sabahı.

Bir anda polis sirenleri duyuluyor. Zırhlı araçları ile polisler üniversite öğrencilerine yönelik bir operasyona başlıyor.

Öğrenciler yaka paça evlerinden alınıyor ve Silahlı Soygun ya da hırsızlık zanlıları olarak göz altına alınıyorlar.

Standart prosedürü de biliyorsunuz. Tüm hakları okunuyor zanlılara. Konuşmama hakkına sahipler.

Öğrenciler birer birer evlerinden çıkarılıp, yere yatırılıp üstleri arandıktan sonra ters kelepçe ile polis arabalarına bindirilirken mahalledeki tüm komşular merak içinde olan biteni izliyor.

Ardından, sirenler çalarak araçlar uzaklaşıyor.

Karakola vardığında ise tüm prosedürlerden geçiriliyorlar. Hakları tekrar okunuyor. Tüm eşyalarına el konuyor. Ve gözleri kapatılarak bir hücreye konuyorlar. İşte bu nokta zanlıların “nasıl işleri bu hale getirdim” sorusunun cevaplarını arayacağı ...  Devamı

İnsan Genom Projesi + Yapay Zeka = Modern Öjeniye Giriş

Arkadaşlar. Nasılsınız? Videoya geçmeden çok önemli duyurumuzu hemen yapalım…

BebarBilim’in İngilizce ve Almanca kanalları BebarScience ve BebarWissen yayın hayatına başlamıştır!

Şu anda birkaç video ile açılışı yapıyoruz ama kısa zamanda video sayısı artacaktır!

Aşağıdaki linklerden abone olarak BebarBilim’i dünya çapında bir kanal yapmaya ne dersiniz? Desteğiniz çok ama çok önemli. Abone olmayan kalmasın! Herkesi bekliyoruz! Şimdiden çok çok çok teşekkürler!

Şimdi….

Gelelim çok acayip konulara, olaylara, gelişmelere… Geyik olsun diye söylemiyorum, cidden çok ama çok şaşıracaksınız…

ÖJENİ videosunu hatırlıyorsunuz. Öjeni destekçisi bilim insanlarını da. Kendilerine göre Darwin’in “doğal seçilim” tezine bakarak “neden doğanın zayıfları elemesini bekliyoruz ki” diyen ve işleri hızlandırmak isteyen insanlar, liderler…

Mükemmel, saf, güçlü, ...  Devamı

“Bu Benim Kızım Değil!” – Capgras Sendromu

Mary. 40 yaşında bir kadın. Doktoru tarafından çocuğuna agresif tavırlar gösterdiği ve çocuğun güvenliğinin tehlikede olması gerekçesiyle psikiyatri bölümüne sevk ediliyor. Mary’nin kendi, öz çocuğu olan Sarah’ya karşı saldırgan bir tavır sergilemesinin de kendisine göre bir nedeni var. Çünkü çocuğu kendi çocuğuna çok benzemesine rağmen aslında kendi çocuğu değil! Birileri. Devlet. Ona göre öz çocuğunu kendisinden aldı ve yerine ona çok benzeyen sahte bir çocuk verdiler. Hatta Mary ikiz doğurduğunu ama hastanenin sadece Sarah’yı kaydettiklerini de iddia ediyor. Kimi zaman kızı Sarah’yı okuldan almaya giden Mary kızını almayı reddediyor ve “Bana gerçek kızımı verin! Ne yaptığınızı biliyorum!” diyor…

Arkadaşları, ailesi, tüm doktorlar Sarah’nın kendi çocuğu olduğunu söylese de Mary sürekli öz kızının “kendi kızı” olmadığını söylüyor.

Bazen ...  Devamı