Uçsuz bucaksız evreni anlamaya çalışan bir tür olarak 19 ve 20. Yüzyılda gösterdiğimiz gelişmenin yüzbinlerce yıllık tarihimizde eşi benzeri yok. 100 yıl gibi insanlık için kısa, evren için minicik bir zaman önce henüz Samanyolu Galaksisinin evren olduğunu zannediyor, bu evrenin statik, sabit, mutemelen ezeli ve ebedi olduğuna inanıyorduk. Newton yasaları da bunu bir nevi destekliyordu.
Tüm bunlar sadece birkaç yıl içinde dramatik bir biçimde değişecekti. Albert Einstein’ın Genel Göreliliği Newton’ın kütleçekiminin yerine geçecek ve bununla birlikte madde, enerji ve uzay-zaman kumaşının arasındaki ilişkiyi de net bir şekilde ifade edecekti. Einstein’ın denklemlerine göre evren sabit olamazdı, dinamik olmalıydı. Sonrasında evrenin genişlediği anlaşılınca bu iddiası da doğrulanacaktı.
Ayrıca Einstein kara delikleri de öngörmüş ve bunlar da daha sonra kanıtlanmıştı. ...