İnanılmaz Teori: Büyük Patlamada Patlayan Bir Kara Delik Miydi?

Uçsuz bucaksız evreni anlamaya çalışan bir tür olarak 19 ve 20. Yüzyılda gösterdiğimiz gelişmenin yüzbinlerce yıllık tarihimizde eşi benzeri yok.  100 yıl gibi insanlık için kısa, evren için minicik bir zaman önce henüz Samanyolu Galaksisinin evren olduğunu zannediyor, bu evrenin statik, sabit, mutemelen ezeli ve ebedi olduğuna inanıyorduk. Newton yasaları da bunu bir nevi destekliyordu.

Tüm bunlar sadece birkaç yıl içinde dramatik bir biçimde değişecekti. Albert Einstein’ın Genel Göreliliği Newton’ın kütleçekiminin yerine geçecek ve bununla birlikte madde, enerji ve uzay-zaman kumaşının arasındaki ilişkiyi de net bir şekilde ifade edecekti. Einstein’ın denklemlerine göre evren sabit olamazdı, dinamik olmalıydı. Sonrasında evrenin genişlediği anlaşılınca bu iddiası da doğrulanacaktı.

Ayrıca Einstein kara delikleri de öngörmüş ve bunlar da daha sonra kanıtlanmıştı. ...  Devamı

İnsan Işık Olarak Doğsaydı? – Bir Fotonun Yaşamı

Evrendeki her şey. Aşırı genelleme olduğunu biliyorum fakat. Ya maddedir ya da ışık. Basitçe böyle ifade edebiliriz.

İkisini ayıran şey ise sabit kütlesidir.

Maddenin kütlesi vardır. Işığın. Yoktur.

Ama burada bir sıkıntı var. Kütle dediğimiz şey temel, değişmez bir özellik değil. Geçici bir özellik.

Sadece parçacıklar arasındaki etkileşimler sonucunda ortaya çıkan bir sonuç.

Misal. Bir kara deliği düşünün. Biliyorsunuz. Koca koca yıldızları şekerleme gibi yutabilen canavarlar.

Fakat menüleri de gayet geniş. Maddeyle yetinmiyorlar. Işığı da yiyorlar.

İşte sıkıntı da burada. Işık kütlesiz diyoruz fakat kara delikler ışığı yediğinde ne oluyor biliyor musunuz? Kilo alıyorlar. Evet. Su içsem bile yarıyor diyoruz ya. Işığı yese bile kilo alıyor kara delikler. Büyüyorlar. Kütleleri artıyor.

Çünkü ışık. Hapsedildiği zaman kütle kazanıyor. Confinement. Yani ışığın ...  Devamı

Evrene Açılan Yepyeni Bir Pencere: KÜTLEÇEKİM DALGALARI

Bundan 100 yıl kadar önce Albert Einstein uzay ve zamanla ilgili tüm bildiklerimizi yeniden yazacaktı. Tüm bunları yaparken de bugünü bile şekillendirecek sayısız “varsayımda” da bulunacaktı. O zaman için kanıtlanması mümkün olmayan, kimilerine göre “yaşlandı artık, kredisi de çok bizde, he diyelim” dedikleri varsayımlardı bunlar. Ama.

İşte yüz yıl kadar sonra 2015’in Kasım ayında “deli saçması” olarak görülen bir varsayımı daha kanıtlanacaktı.

Kütleçekim Dalgalarından bahsediyorum. Gravitational Waves. Uzay-zaman adını verdiğimiz kumaştaki dalgacıklardan. Genel görelilik teorisinde evrenin işleyiş şekli ile ilgili çıkarımlardan biriydi bu. Sadece bir adamın aklında oluşan ve kağıt üzerinde öngördüğü, dev karadeliklerin, büyük patlamaların neden olacağını hesapladığı bir olgu.

Kendisi de “yani bu var ama insanlığın bunları tespit edebileceğini ...  Devamı

Evrenin Akılalmaz Büyüklüğü!

Şimdi. Eğer rahat bir yerde değilseniz, rahat bir yere geçin.

İsterseniz bir içecek alın.

Ve arkanıza yaslanın.

Çünkü birlikte uçsuz bucaksız bir yolculuğa çıkıyoruz.

Videonun sonunda da iki ihtimal var.

Ya kendinizi, kim olduğunuzu, nerede olduğunuzu tamamen unutacak ya da tam tersi asıl benliğinizi bulacaksınız.

Varoluşsal bir yolculuğa hazır mısınız?

Evren. -Son tahminlere göre 93 milyar ışık yılı çapında. 13 küsür milyar yıl önce doğan evren nasıl 93 milyar ışık yılı çapında oluyor diye sorarsanız bu da evrenin genişleme hızı ile alakalı. Bildiğimiz üzere evren çok uzun süredir hızlanarak genişliyor. Yani ışık hızı evren için limit değil. Fakat bunu ayrıca konuşabiliriz.

Ama şimdi. 93 milyar ışık yılı dediğimizde “hmm, büyükmüş bayağı” diyoruz. Fakat bu tip sayıları, bu mesafeleri algılamak, anlamak gerçekten çok zor. Somutlaştırmak gerekiyor. Biz ...  Devamı

Uzaylılar Nerede? – Fermi Paradoksu

Biraz şehir dışındayken, belki bir kamp yaparken kafanızı kaldırıp gökyüzüne baktığınızda yıldızlar normalden çok daha parlak, çok daha fazla ve çok daha yakın görünür. Ve gözlerinizi bu şölende gezdirirken büyülenirsiniz. Karışık duygular hissedersiniz. Büyülenmenin yanında bir miktar korkarsınız bu büyüklük karşısında. Daha sonra varoluşsal bir kriz baş gösterir. Çok küçük hissedersiniz. Sonra bir noktada neredeyse herkesin aklına şu soru gelir.

Bu kadar fazla yıldız. Bu kadar geniş alan… Bu kadar fazla olasılık.

Evrende gerçekten yalnız mıyız? Oralarda bir yerlerde başka canlılar yok mu? Olmalı! Öyleyse. Nerede bunlar?

Fakat. Burada bir sıkıntı var. Gökyüzüne baktığımızda. Bize sonsuz gibi gelen o boşluk… Şöyle söyleyeyim size. Evinizin arka bahçesine bakıp tüm evreni anladığınızı, gördüğünüzü düşünmekten farksız. Çünkü uzayın bu çıplak ...  Devamı

Dünyamızın Muhteşem Hikayesi – Dünya Nasıl Oluştu?

Önce her şey toz bulutuydu…

Birçok hikayenin başlangıç cümlesi değil mi?

O kadar çok söylüyor ve duyuyoruz ki altını biraz boşalttık gibi.

Çünkü bu cümle aslında gerçekten her şeyin başlangıcına işaret ediyor.

Üzerinde yaşadığımız bu gezegenin doğum sancılarına.

Bugünkü halini almak için çektiği tüm sıkıntılara, tüm var oluş ve yok oluşlara, patlamalara, ısınmalara, donmalara…

Sonunda yaşam denen mucizeye giden yolda milyarlarca yıl boyunca gördüğü tüm değişimlerin ilk adımına işaret ediyor.

Dünyamız, hunharca kullandığımız, yarınlar yokmuşçasına kaynaklarını sömürdüğümüz ama her şeye rağmen her köşesinde inanılmaz güzellikler barındıran, şu ana kadar bildiğimiz ve büyük ihtimalle çok uzun süre yaşanabilecek tek yer olan evimiz… Nasıl evimiz oldu?

Kozmos yolculuğumuza da daha iyi bir yerden başlayamazdık sanırım değil mi?

Gelin evreni birlikte ...  Devamı

Işık Nedir?

Soru.
Jüpiter’e, Satürn’e, Uranüs’e veya Neptün’e ya da bizden milyarlarca ışık yılı uzaktaki hiçbir gök cismine henüz ayak basmış değiliz. Peki buna rağmen mesela bahsettiğim gezegenlerin atmosferinde Hidrojen ve Helyum olduğunu veya Jüpiter’de Satürn’de sıvı formda metal bulunduğunu… Nereden biliyoruz? Yani gidip görmedik ki? Nasıl bilebiliyoruz bunları?
Evrenle ilgili. Çevremizde olup bitenle ilgili tüm bu bilgileri… Nereden biliyoruz?
Hepsinin tek bir cevabı var aslında. Tüm bilgilerin kaynağı.

IŞIK!

Evet… Bundan önce de sayısız kez bahsettik, özellikle KUANTUM MEKANİĞİNİN çıkış noktasından, elektromanyetizmadan bahsederken oldukça değindik ama IŞIK GERÇEKTEN NEDİR? Nasıl oluşur? Bunları henüz konuşmadık. Kuantum Fiziği ile ilgili yeni bir başlangıç videosu olarak da düşünebilirsiniz bu videoyu. Her şeyi temele oturtacak, kuantum macerasında bundan sonra ...  Devamı

Newton ile Fiziğe Giriş – Herkes Anlasın Diye

https://youtu.be/x6coqmUO4mk

Lise matematik ve fizik derslerimi hatırlıyorum. Pek de iyi hatırlamıyorum. Branşımın İngilizce olduğunu biliyorsunuzdur. Dil çalışmalarını sevmemin yanında dil seçmemin nedenlerinden biri de özellikle matematiğin benim için anlaşılması çok zor, inanılmaz soyut ve bir nevi büyülü rakamlardan ibaret bir alan olarak gelmesi olmuştur. Öyle anladım. Daha doğrusu. Öyle anlatıldı. Ve çok gariptir ki sonradan öğrendim ki aslında dil ve matematik çok çok benzer becerilermiş… Neyse…

Bir eğitimci olarak şu an geriye baktığımda suçu önce kendimde ama daha çok öğretmenlerimde buluyorum.

Einstein’ın “Bir şeyi basitçe anlatamıyorsan, sen de anlamamışsındır” sözü aklıma geliyor böyle durumlarda.

İşte o zamanki öğretmenlerime kızgınlığımın nedeni de budur.

Bugün kendi kendime matematik ve özellikle fizik çalışırken, anlamaya çalışırken fark ettiğimde bu oldu.

Matematik, ...  Devamı