“Aç Ayı Oynamaz” – Enerjinin Korunumu Yasası

Aç ayı oynamaz. Bunun bir fizik yasası olduğunu biliyoruz değil mi? Misal bir saat boyunca yüzebilmek istiyorsanız atıyorum 5 tane muz yemeniz lazım. Yoksa yüzemezsiniz, yakıtınız biter. Yakıta ihtiyacımız var. Bedenimiz yiyecek gibi bir tür enerjiyi hareket gibi başka bir enerjiye dönüştüren bir tür makine. O yüzden ayıların aç olmaması gerekiyor.

Arabalar da öyle. Yani elbette kullandığınız otomobilin modeli ve özelliklerine bağlı olarak az çok 100 kilometrede ne kadar yakıt tükettiğinizi bilirsiniz. Diğer bir deyişle benzin ya da motorin kullanarak siz ve sizinle birlikte belirli bir yükü bir yerden başka bir yere taşıyabilirsiniz. Enerjiyi başka tür bir enerjiye dönüştüren bir makine daha.

Arabalar ve biz. Aslında çok benziyoruz. Aynı fizik yasasına uyan iki makine.

Enerjinin Korunumu yasasına.

En basit haliyle enerjiyi baştan yaratamazsınız veya enerjiyi yok edemezsiniz der ...  Devamı

Nükleer Enerjiyi Anlamak – Dost mu Düşman Mı?

Nükleer enerji. 1956 yılında İngiltere’de Calder Hall’da açılan ilk ticari nükleer enerji santralinden bu yana büyük tartışmaları odak noktası, bazı trajedilerin de dolaylı nedeni oldu. Tartışmalar da devam ediyor haliyle. Ancak o zamandan beri bu tartışmaların yanında nükleer enerji ile devasa bir enerji ihtiyacı karşılandı ve karşılanmaya da devam ediliyor. Kimine göre asla vazgeçmememiz gereken ve özellikle iklim değişikliği ile mücadele kapsamında enerjinin büyük kısmının nükleer enerjiden sağlanması hayati önem taşıyor. Kimine göre ise hiç de güvenilir olmayan, aşırı pahalı ve gereksiz bir yatırım.

 Bu tartışmanın herhangi bir yerinde yer almadan önce aslında kimi zaman siyasi kimi zaman da etik bir hal alan bu tartışmaları bir kenara bırakıp her zaman yaptığımız gibi işin tamamen objektif ve bilimsel tarafına bakmakta fayda var. Nükleer enerji nedir, ...  Devamı

Covid-19 Aşısı Sonunda Bulundu Mu? – Pfizer/Biontech

Arkadaşlar güzel haberler gelmeye başladı.

İkinci dalganın kendini iyice hissettirmeye başladığı, pandeminin biteceğine dair ümitlerimizi yitirmeye başladığımız bugünlerde umutlarımız biraz da olsa yeşerdi gibi.

Yani yeşermeli mi yeşermemeli mi bir bakacağız bu videoda ancak olan şu.

9 Kasım 2020 Pazartesi günü Pfizer ile Alman ortağı BioNTech isimli ilaç şirketleri Covid 19’a yönelik aşı çalışmalarının ilk sonuçlarını paylaştı. Ve buna göre geliştirdikleri aşının ilk aşama sonuçlarına dayanarak %90’ın üzerinde etkili olduğunu duyurdular.

Şirketin başkan yardımcısı “Bu tarihi bir an. Daha önce görülmemiş bir şekilde 1 yıl içinde bir aşı ortaya çıkardık.” Gerçekten de öyle. Bu kadar kısa sürede bu aşamaya gelinmiş olması müthiş bir gelişme.

Bu arada BionTech şirketinin kurucuları da Uğur Şahin ve Özlem Türeci isminde Türkiye’den almanyaya göçmüş ...  Devamı

2779 Yılında İnsanlığın Sonu mu Gelecek?

Uçsuz bucaksız evrende insanlığı düşündüğümüzde. Koskoca bir okyanustaki bir plankton kadar bile yer kaplamıyoruz aslında. Yani kendimiz, türümüz, yaptıklarımız evet, müthiş işler yaptık yapıyoruz fakat, bunu düşünmek belki biraz üzücü gelebilir ama evreni ele aldığımızda, neredeyse hiçbir anlamı yok desek yeridir. Bir de işin şu tarafı var. Yine kozmik takvime baktığımızda daha dün doğduk gibi bir şey. Neredeyse 14 milyar yıllık takvimde yaklaşık 300 bin yıldır buralardayız. Yani evreni 24 saate sığdırsaydık, biz 1 saniyedir varız.

Bir de şu var ki çok da zamanımız yok. Ortalama insan yaşamından bahsetmiyorum. İnsanlığın, insan türünün de bir mucize olmazsa bir gün yok olacağını, kozmik tarihe gömüleceğini biliyoruz.

Aslında bununla ilgili bir tahmin de var. Bir hesaplama.

Profesör J Richard Gott tamamen istatistik ve matematiksel modellerle 1993 yılında ...  Devamı

HER ŞEY BİR İLLÜZYON MU? – HOLOGRAFİK EVREN TEORİSİ

Jacob Bekenstein. Amerikalı bir teorik fizikçi. 1972 yılında kara deliklerle ilgili araştırma yapıyor. Ama teorik fizikçi de olsanız bir noktada bir konu canınızı çok sıkabiliyor. O da “test edilemezlik”. Her ne kadar kağıt üzerinde bir olguyu kusursuz görünecek şekilde ifade etseniz bile gerçek dünyada test edemediğiniz, gözlemleyemediğiniz sürece tatmin olmazsınız. Bekenstein da bu histen müzdaripti. Kağıt üzerinde bir sonuca varmıştı. Ne yaparsa yapsın tek bir şey çıkıyordu ortaya.

 ...  Devamı

TELEPATİ İÇİN İLK ADIM – BRAINNET!

İnsan. İnanılmaz bir varlık. Takdiri hak eden bir tür. Başardıkları. Geldiği nokta. Mağaralardan başka gezegenlere uzanan. Gözünü yıldızlararası seyahatlere dikmiş insanlık.

Fakat bir sıkıntımız var. Ciddi bir sıkıntı.

İletişim.

İlginç belki ama “iletişim çağında” hala çözemediğimiz bir sıkıntı. Hala yanlış anlaşılmalardan, kendimizi ifade etmede yaşadığımız sorunlara kadar. İkili ilişkilerden ülkeler arasındaki iletişime çözülemeyen bir sorun.

Bunun da en büyük nedeni elbette bir aracıya ihtiyaç duymamız. Kelimeler ya da vücut dili ile sıkışıp kalmış durumdayız.

Birine yol tarifi verirken bile, hele hele baskı altındaysak kafamızın içinde kurduğumuz edebi tanımlamalar yeni konuşmaya başlayan bir bebeğin kelime haznesine sığacak diyaloglara dönüşüyor.

Peki. Kelimeleri tamamen ortadan kaldırabilseydik? Yani bu aracıyı arada çıkarıp bir nevi beyinlerimiz ...  Devamı

Laplace’ın Şeytanı, Determinizm ve Özgür İrade

“Bir sorunu çözmek için 1 saatim olsaydı ve hayatım da buna bağlı olsaydı ilk 55 dakikasını doğru soruyu sormak için harcardım.” Einstein

Bu videonun sonunda video başlığındaki konularla ilgili bir cevap sunmayacağım size. Ama şuna emin olabilirsiniz. Bu videonun sonunda bir sürü soru işareti ile başbaşa kalacaksınız.

Sizinle başlayalım. Yaptığınız, yapacağınız, şu anda yaptığınız her şey aslında tahmin edilebilir mi? Bunları bilebilir miydiniz?

Kökenini Sokrat’a kadar dayandırabileceğimiz determinisme göre evet. Aslında olan biten her şey birer sebep sonuç ilişkisinin sonucu ve tüm bilgileriniz, inançlarınız, tüm yaptıklarınız sonunda sizi şu an olduğunuz kişi haline getiriyor. Yani bugün sizinle ilgili tüm bilgilere sahip olan üstün bir zeka, bir süper-bilgisayar sizin 10 yıl sonra nerede ve ne yapıyor olacağınızı bilebilir.

Tahmin edilebilirsiniz.

Determinizme ...  Devamı

2020 Nobel Fizik Ödülleri – “Devlerin Omuzlarında Yükselmek”

6 Ekim 2020.

İsveç Kraliyet Akademisinde Goran Hansson bu yılın Nobel fizik ödülünü kazananlarını açıklıyor.

Buraya nereden geldik peki biliyor musunuz?

Dikkatli bakarsak, biraz yakınlaştırırsak bu ödülün arkasında bazı büyük dâhilerin silüetlerini görebiliriz.

Isaac Newton’ın 1676’da Robert Hooke’a yazdığı mektupta söylediği gibi:

“Eğer daha uzağı görebiliyorsam bu, benden önceki devlerin omuzlarında durduğum içindir.”

Biz de bu ödülün detayına girmeden önce zamanı biraz geriye saralım o halde.

Albert Einstein.

Yüzyılın dâhilerinden. Belki de en büyüğü.

Uzun zamandır kendisinden bahsetme fırsatımız olmamıştı ama o ölümünden 65 yıl sonra bile kendini hatırlatmanın bir yolunu buluyor.

Genel görelilik teorisi ile sadece uzay, zaman, kütleçekim ve madde arasındaki ilişkiyi anlatmakla kalmamış daha sonra “kara delik” adını alacak olan, sadece uzay-zamanı değil ...  Devamı

Hayalet Nötronlar ve Ayna Evrenler – 9 Saniye Problemi

Bilimin en güzel taraflarından birisi şu. Bir gün, birisi, o kadar sıradışı bir fikirle ortaya çıkıyor ki. Önce bir reddediş dalgası baş gösteriyor. Olmaz öyle şeyler, geleneklere sıkı sıkı sarıla bilim insanları. Sonra birileri “mantıklı bu” demeye başlıyor. Sonra. Sonrasını biliyorsunuz. Einstein çok yaşadı bunu. Görelilik yasası. Herkesin aklını başından aldı. Ama sonunda. En basit sonuçlarından biri olan GPS’i bu sayede neredeyse hatasız kullanabiliyoruz.

Ve yine böyle bir fikirden bahsedeceğiz bugün. Algılaması güç, geleneksel algıya ciddi bir darbe indirecek bir iddia.

İddia şu. Bulunduğumuz anda, bulunduğumuz mekanda bizim, çevremizin, tüm yaşantımızın bir aynası hüküm sürüyor olabilir. Ayna atomlar, ayna gezegenler, ayna yaşamlar, ayna siz. Arabaların ters yönde ilerlediği, saatlerin geriye doğru gittiği ir evren.

Bir ayna evren.

Bahsettiğim gibi. Bu evren ...  Devamı

Kuantum ve Göçmen Kuşlar

Her biriniz eşsizsiniz. Hepinizin kendine has özellikleri var. Farklı yetenekleri, duyguları, korkuları, kendi içinde sakladığı bir evren. Birey olarak tahmin edilemezsiniz. İnsan olmanın en güzel tarafı da budur. Tahmin edilemezlik, belirsizlik… Fakat büyük bir kalabalığa, binlerce insandan oluşan bir topluluğa baktığınızda. Bu bireysel farkların önemi kalmaz. Ve o topluluğu doğru politikalar ile yönetebilme imkanınız da vardır. Toplum psikolojisi o nedenle çok güçlü bir alandır.  Topluluk içinde bireyin etkisini en aza indirir ve o topluluğu bir bütün olarak ele alırsınız.

Kuantum fiziğini de bu şekilde düşünmeyi seviyorum kimi zaman. Her bir atoma ayrı ayrı baktığımızda o atomun içindeki belirsizlikler, olasılıklar çok heyecan verici. Fakat bir araya gelip günlük yaşamda gördüğümüz nesneleri oluşturduklarında. Nasıl söylesem. Biraz sıkıcı hale geliyorlar. ...  Devamı