Uzun bir süre sınırsız mutluluk patlamaları yaşadığınızı düşünün… O kadar coşku dolusunuz ki uyumayı bile unutuyorsunuz. Kağıdı kalemi alıp aklınıza ne geliyorsa onu yazdığınızı düşünün. Ağzınıza ne geliyorsa söylediğinizi. Dışarıdan bakan biri için mantıksız düşüncelerle dolu şeyler.
Bu coşku dolu, mutluluktan bulutların üstünde gezdiğiniz zamanlarda da özgüveninizin tavan yaptığını. Bu özgüven ile normalde cesaret bile edemeyeceğiniz şeyler yaptığınızı. Tanımadığınız insanlarla tek gecelik ilişkiler yaşamaktan, kredi kartınızın tüm limitini doldurana kadar çılgınca alışveriş yapmaktan, tüm birikiminizi birkaç saat içinde tüketmekten bahsediyorum.
Sonra…
Birden, aniden, tüm bu “euphoria” yani coşkunun tam ortasında duvara toslayan bir araba gibi. Aniden paramparça olduğunuzu. Kendinizi, intiharı bile düşündürecek depresyon dehlizlerinde ...