Japon İşi Sosyal Fobi – Taijin Kyofusho

Neden korkuyorsun?

Herkesin korktuğu bir şey var. Sen neden korkuyorsun?

Burada anlık korkulardan değil, insanın hayatı boyunca sürebilen derin korkulardan, fobilerden bahsediyoruz.

Örümcekler mesela, yükseklik, şimşekler, uçak?

Bunlar sadece bazıları. Ama en yaygını ne diye sorarsanız yeni dünya nüfusunun büyük bir kısmını etkileyen derin bir korku var.

Sosyal Anksiyete veya Sosyal Fobi.

Özellikle ABD gibi gelişmiş ülkelerde karşımıza çıkıyor bu tip korkular. Ama bu korkunun kültürel farklılıklar gösterdiği de oluyor.

Japonya bu örneklerden biri.

Genellikle çok utangaç ve çekingen olarak bildiğimiz Japonların kendine has sosyal bir korkusu var.

Adı da: TAIJIN KYOFUSHO!

Kısaca TKS.

Bunun normal sosyal fobiden farkı ne ya da neden Japonlara özgü bir sendromdan bahsediyoruz gelin konuşalım.

Taijin Kyofusho kelime anlamıyla “ilişki kurma korkusudur”.

Tanımında ise “kişinin bedensel olarak ...  Devamı

Şizofreni ve Yaratıcılık Mevzusu – Syd Barrett Vakası

Syd Barrett. Pink Flloyd’un kurucusu. Beyni. Her şeyi.

Rock müzik tarihinin gördüğü en iyi gruplardan biri, saykadelik ve deneysel rock akımının öncüsü olarak kabul edilen bir grup.

Syd belki de Jimi Hendrix ya da grup arkadaşı David Gilmour kadar iyi bir gitarist değildi ya da çok çok iyi bir solist de değildi ama işte birçok otoriteye göre Pink Flloyd’u Pink Floyd yapan ve tarihin en iyileri arasına sokan kendisiydi.

Syd Barrett önce Cambridge Technical College’da Sanat bölümünü bitirir ve ardından Camberwell’de resim bölümünü de bitirir. Sonrasında liseden beri arkadaş olduğu Roger Waters, daha sonradan tanıştığı Rick Wright ve Nick Mason ile birlikte 1965 yılında Pink Floyd’u kurar. Daha sonra David Gilmour da aralarına katılacaktır.

Ve Syd Barrett dönemin en çok ses getiren bu saykadelik rock grubunu kurduğunda sadece 20 yaşındaydı ve The Piper At The Gates of Dawn isimli ilk ...  Devamı

Neden Rüya Görüyoruz? – Rüyaların Anlamı

“Hayatta sahip olabileceğiniz en büyük başarı gerçekten kimseniz o kişi olabilmektir.” Carl Jung

Bir savaş halindesin. Tarihin gördüğü en uzun, en acımasız, en bitmek bilmeyen, kazananı da olmayacak bir savaş. Kendinle bir savaş halindesin. Bir dışarıdaki sen var, bir de gerçek sen. Onu dışarıya göstermemek için her şeyi yaparken senin de unuttuğun bir sen …

Ama bazen… Kontrolü kaybettiğinde… Yani baskılamayı unuttuğunda ya da beceremediğinde işte o “gerçek sen” ortaya çıkıyor. Elini uzatıyor, kendini hatırlatıyor. Ben buradayım, “ben daha ölmedim, beni öldüremedin” diyor…

En savunmasız olduğun anlarda…

Uyurken…

Rüya diyoruz… Yorumluyoruz filan… “Kötü haber alacağım” herhalde diyoruz…

“Yol gördüm… Yolculuk demek bu… Bir yere gideceğim…”

 ...  Devamı

Asosyalim, Gururluyum!

Bir insan hayal edin. Günlerce evden çıkmayan, bir arkadaş ortamında hiç konuşmayan, kendi halinde, kalabalık içinde biraz rahatsız duran… Ama tek başınayken dünyanın en eğlenceli insanı, saatlerce sohbet edebileceğiniz biri…

Kim bu insan?

Sen misin?

En yakın arkadaşın mı?

Peki size, veya bu tip insanlara “ASOSYAL, UTANGAÇ, ÇOK İÇİNE KAPANIK” dendiğini de sık sık duymuşsunuzdur o halde?

Sırf bunları duymamak için de toplum içinde “mış gibi” davranıp bir an önce evinize koşup kendinizle başbaşa kalmak istediğiniz de oluyordur sıklıkla diye düşünüyorum…

Siz de bendensiniz o halde… Hoş geldiniz. Gelin sarılalım J

Ve hadi kendimizi millete bir anlatalım.

Ama önce birkaç şeyi açıklığa kavuşturalım. Video resminde ve başlıkta “asosyal” kelimesini kullandım çünkü toplumda bu kelime çok kullanılıyor bu tip insanları tanımlamak için. Aslında çok ama çok yanlış. “Yalnızlığı ...  Devamı

Bir Garip Rahatsızlık: Alice Harikalar Diyarında Sendromu

İnsan beyni çok acayip. Gerçekten çok acayip.

Okyanusa benzetiyorum ben. Hani dünyadaki okyanusların henüz sadece %5’ini keşfedebildik ya. %95’i keşfedilmeyi bekliyor. Ama o kadar küçük kısımda bile gördüklerimiz, karşılaştığımız türler aklımızı başımızdan alıyor. Kalanında neler var kimbilir…

İnsan beyni de öyle. Her gün ama her gün yeni şeyler öğreniyoruz hakkında. Eğitimle, pratikle sınırlarının ne kadar zorlanabileceğini biliyoruz. İnanılmaz işler çıkarıyor insanoğlu.

Ama daha da şaşırtıcı olanı bizim kontrolümüzde olmadan içinde olup bitenler.

Bilinçaltında yaşananlar. Bizi haberimiz olmadan bizi kontrol etmesi.

Bunlar genellikle psikolojik ya da nörolojik rahatsızlıklar olarak karşımıza çıkıyor.

Bu bozuklukların en gariplerinden biri ile ilgili bir video yayınlamıştım daha önce.

Beni çok etkileyen bir konu bu tür bozukluklar. O nedenle daha çook ...  Devamı

Belirsizlik Neden Bu Kadar Can Sıkıcı? – Nasıl Başa Çıkabiliriz?

Hadi varsayımsal bir çekiliş yapalım.

Şimdi size içi para dolu iki zarf vereceğim.

İlk zarfta 10 bin lira var ve isterseniz bu parayı kazanabilirsiniz. Ve bu para kazanmanız durumunda hemen, 5 dakika içinde hesabınıza geçecek. 5 dakika sonra 10 bin liranız olabilir. Ama yüzde elli şansınız var.

İkinci zarfta ise 25 bin lira var. Bu parayı kazanma şansınız ise yüzde 70!

Ama bu parayı ben size belirsiz bir tarihte göndereceğim. Ne zaman göndereceğim belli değil…

Seçim sizin…

Hangi zarfı seçerdiniz?

Hadi videoyu durdurup yorumlarda tercihinizi belirtin…

Mantık olarak insan daha fazla para ve daha yüksek kazanma şansının bulunduğu 25 bin liralık zarfı seçer diye düşünüyor. Ama buradaki hemen kazanma ve belirsiz bir tarihte kazanma durumu işleri tamamen değiştiriyor.

Eğer 25 bin liralık zarfı seçtiyseniz belirsizlik sizin için pek sorun değil.

10 bin liram olsun hemen olsun dediyseniz ...  Devamı

Stockholm Sendromunun Hikayesi

Stockholm Sendromunu herkes duymuştur.

Kısaca zulüm görenin zulmedene aşık olması şeklinde tanımlayabiliriz sanırım.

Hayatımızın birçok yerinde ya yaşar ya da karşılaşırız bu durumla.

Erkeklerin en çok şikayet ettiği konulardan biri olan “Kadınların efendi adam yerine “efendi olmayan” adam tercihi” durumu en yaygın örneğidir. Tartışmaya çok açık ve elbette aşırı genelleme içeren bir örnek ama zihinde canlansın diye burada dursun.

Ya da Yeşilçam filmlerinde çok görürüz bu durumu. Maço erkek karakterimiz kızı kaçırır, alıkoyar, bir sürtüşme, nefret ama sonrasında hoop kızımız bizim zorbaya aşık olur.

Heh işte tam da bu Stockholm Sendromu.

Ama ne alaka Stockholm Sendromu? Yani neden Stockholm sendromu diyoruz? İsmi nereden geliyor.

Çok ilginç bir hikayesi var bu sendromun. Ekşi sözlükten bir yazar arkadaşın anlatımıyla dinleyelim isterseniz.

23 ağustos 1973 saat sabahın ...  Devamı

İntikam Duygusu Nereden Geliyor?

Hadi kabul edelim!

İntikam dünyanın en güzel duygularından biri.

Annemizin evini hacılayan dayıdan, bizi aldatan sevgiliden, önümüze kıran şerefsiz şoförden…

Aldığımız intikam sonrası hissettiğimiz duygu çok az şeyde vardır…

Ama çok çok azımız bu hissi yaşayabiliyoruz. Yani çok azımız kafamızda kurduğumuz intikam senaryolarını gerçekte uygulayabiliyoruz. Akşam yastığa başımızı koyduğumuzda tartışma sırasında veremediğimiz o müthiş cevapların hayaliyle yaşayıp gidiyoruz.

Kendisine yanlış yapan eski sevgilisinin yeni sevgilisine mesajlar atıp ne kadar alçak bir insan olduğundan bahsedenlerimiz çok azdır…

Değil mi? Yani inşallah.

Ama etrafımızda bunu kendine hayat kaidesi edinmiş insanlar vardır. İntikam dolu ruhlar. Ondan beslenenler. Hayatını buna adayanlar. Bir düşünün çevrenizdekileri… Geldi mi birkaç isim aklınıza?

Heh. Şimdi onlardan bahsedelim.

Çoğumuz ...  Devamı

Sende Yoksa Sıkıntı Var: ZİHİN TEORİSİ

Sait Faik Abasıyanık’ın dizelerini bilirsiniz.

“Bir İnsanı Sevmekle Başlar Her Şey” der…

Gelin bunu değiştirelim. Ben diyorum ki…

“Bir İnsanın Senden Farklı Düşünebileceğini Anlamakla Başlar Her Şey”

Toplumsal geri kalmışlık hepimizin derdi. Bu ülke niye gelişmiyor kardeşim? Neden bir adım ileriye gidemiyoruz? Neden kutuplaşıyor, birbirimizden nefret ediyoruz?

Elbette onlarca nedeni var ama bana kalırsa bunun en temel nedeni işte bu farklı fikirlerin de olabileceğini kabul etmeme inadımızdır…

Zihin Teorisi deniyor buna psikolojide. Birazdan size çocuklarla yapılan çok acayip bir deney ile de ne olduğunu somut olarak anlatmaya çalışacağım ama isterseniz çok uzatmadan konuya girelim. Videonun sonunda da elbette bir iki söz söyleyeceğim.

Şimdi THEORY of MIND yani Zihin Teorisi ya da diğer adıyla Zihin Kuramı nedir ne değildir bir tanımını yapalım önce.

Zihin Teorisinin terimlerden ...  Devamı

Apotemnophilia – Bir Garip Psikolojik Rahatsızlık

“Herkes kendileriyle ilgili bir şeyleri değiştirmek ister. Ben de altı yaşımdan beri bacaklarımın olmamasını arzu ediyorum. Yanlış vücuda hapsolmuş gibiyim. Bu iki bacaklı halde kendim olamıyorum. Hayatımı devam ettirebilmek için iki bacağımın da gitmesine ihtiyacım var.”

**Bu sözler bir filmden alıntı değil. Ya da bir kurgu romandan.

Bu sözler psikolojik rahatsızlığı olan bir insana ait. Çok ama çok nadir görülen bir psikolojik rahatsızlığa.

Vücut Bütünlüğe İlişkin Kimlik Bozukluğu rahatsızlığına.

Bu rahatsızlığın bilinen diğer isimleri Ampüte Kimlik Bozukluğu ya da Apotemnophilia!

***”Bu bacak bana ait değil!” duyduğunuz zaman anlam veremediğiniz, o insanın o bacağı kestirmek için neler yaptığına şahit olduğunuzda ağzınızın bir karış açık kaldığı bir rahatsızlık. Hala araştırılan, buna neyin sebep olduğu tam olarak bilinemeyen, ama ...  Devamı