Tarihte İlk: İnsana Domuz Kalbi Nakli

XENOTRANSPLANT!

Yani farklı canlı türleri arasında organ nakli.

Ve hiç de yeni bir şey değil.

Hatta geçmişte yönetmelik ve belirli yasaların olmadığı ve etik kaygıların bayağı bir gözardı edildiği dönemlerde çok daha sık yapılırdı.

300 senelik de bir tarihi var bildiğimiz kadarıyla.

Hayvandan insana tam kan nakli.

Domuzdan insana böbrek nakli.

Yine domuzdan insana kornea nakli.

Ve daha birçok örnek.

Ve tahmin edeceğiniz üzere neredeyse hepsinde nakil yapılan insanın ölümüyle sonuçlanan bir geçmişi var xenotransplant’ın…

Ama geçtiğimiz hafta, 7 Ocak 2022 tarihinde bu değişti.

Tarihi bir operasyona tanıklık ettik.

57 yaşında bir kalp hastası olan ve mümkün olan tüm tedavilere yanıt vermeyen David Bennett isimli, ölmek üzere olan bir hastaya genetiği değiştirilmiş bir domuzun kalbi nakledildi.

Ve dün itibariyle, David Bennett yaklaşık 1 haftadır yaşamını sürdürüyor.

Bu inanılmaz ...  Devamı

Humphry Davy: Köyden Royal Society’e – Maddenin Hikayesi 2. Bölüm

Bilimi bir oyun gibi görmeyi çok seviyorum. Bir oyun alanı. Bilim insanlarını da doyumsuz merak duygusuna sahip çocuklar.

Basitleştirmek değil amacım. Tam aksine. Tam da olması gereken ruh budur diye düşünüyorum.

Her dönemde değişik kuralları olan, kimilerinin tamamen yeni bir oyun tasarladığı ve diğerlerinin de bu oyunu kurallarına göre oynayarak birinci olmaktan ziyade hem keyif almak hem de bulmacayı çözmek için var gücü ile yarıştığı bir oyun alanı.

İşte 1700lerde yepyeni bir oyun peydah olmuştu. Black, Priestley ve Lavoisier’in tasarladığı bir “hazine avı”…

Artık maddenin, bildiğimiz her şeyin öyle 3-4 elementten oluşmadığı kesinleşmiş, karbondioksit, azot, oksijen derken bir yarış başlamıştı.

Özellikle biraz da Priestley’den aldığı ipucu ile oksijeni keşfeden Lavoisier en önemli isim olacaktı burada.

Zira oksijen sanki tüm bilmediğimiz elementleri bir arada ...  Devamı

MADDENİN KEŞİF ÖYKÜSÜ – Başlangıç

Yıl 1669.

Bir akşam.

Simyacı Hennig Brandt.

Her akşam olduğu gibi yine “altın” yapabilmek için elinden geleni yapıyordu.

Brandt bir süreliğine araştırmalarına “idrarı” da dahil etti. Bu altın görünümlü sıvının her şeyin anahtarı olduğunu düşünüyordu.

Ve o akşam sabrının meyvelerini toplayacaktı.

İdrarı kaynatarak yoğun bir madde haline getirdi. Ardından bu maddeyi de ısıtabildiği kadar ısıttı.

Ve.

Demiri altına dönüştürecek efsanevi iksiri bulmuştu Brandt. Sonunda…

Sonra ne oldu peki?

Burada toplanan bizler elbette bu hikayenin böyle bitmediğini, idrardan altın iksiri çıkmayacağını çok iyi biliyoruz.

Ama burada olan neydi?

Brandt ne bulmuştu?

Bulduğu şey aslında bildiğimiz fosfor elementiydi.

Simyacılık. Bir efsanenin peşinde harcanan hayatlar.

En nihayetinde hiç ummadıkları bir devrimi başlatmıştı.

Bu aslında bir elementin ilk kez keşfedilişiydi diyebiliriz.

Bir hikayenin ...  Devamı

İLK IŞIĞIN İZİNDE – EVRENİN KARANLIK ÇAĞI

Biz hikayenin çok sonrasında dahil olduk olaya.

Biz geldiğimizde milyonlarca, milyarlarca yıldız, gezegen, galaksi doğmuş, büyümüş ve yok olmuştu bile.

Belki de içlerinde sayısız yaşam formu ile birlikte.

Biz geldiğimizde evren 13.5 milyar yıldan fazladır yaşıyordu zaten.

Ama onun da bir doğum süreci olmuştu.

Ortamda hiçbir şeyin olmadığı, yani bildiğimiz maddenin zerresinin dahi olmadığı bir dönemi.

Kozmik Karanlık Çağ dediğimiz bir dönem.

Astronomideki en büyük problem tabi ki incelemeye, anlamaya çalıştığımız şeylerin aklın almayacağı uzaklıklarda olmasıdır.

Daha birkaç on yıl önce gönderdiğimiz Voyager 2 mesela şu anda ışık hızı ile 17 saatin üzeri bir uzaklıkta. Ona ulaşmamız bile şu şartlarda çok çok zor.

Milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki galaksiler veya gök cisimleri o nedenle çok büyük bir meydan okuma.

Ama bunun iyi bir tarafı da var.

Bu denli uzaklıktaki ...  Devamı

GAMA IŞINI PATLAMALARI

Hep söylediğim gibi. Birçok kez bilginin kendisinden çok o bilginin hikayesi çok daha ilginçtir. O bilgiyi daha anlamlı, daha akılda kalıcı kılar.

Bugün bahsedeceğimiz “gama ışını patlamalarında” da aynı durum söz konusu. Bu hikayede olayın kendisinin inanılmaz olmasının yanında hikayesi de bir o kadar ilginç.

Hikayemizin başlangıcı Soğuk Savaşa kadar gidiyor.

Bu bir miktar paranoyaya kadar giden bu soğuk savaş döneminde insanlık evrende gerçekleşen en şiddetli olayı keşfetmişti.

Ancak ironik bir şekilde insanın gözü ile göremediği bu inanılmaz yıkıcı olayı, gama ışını patlamalarını keşif hikayesi ile birlikte inceleyelim.

İkinci dünya savaşından sonra öncesinde ortak bir düşmana karşı savaşan Amerika ve Sovyetlerin yolları ayrılmış ve yeni ve soğuk bir gerilim dönemi başlamıştı. Amerika ve Sovyetler birbirilerinin düşmanı olmuş, ikisi de diğerinin çöküşünü ...  Devamı

İkizler Paradoksunu Anlamak

Zaman Nedir videomuzda Ahmet’le Ayşe’den bahsetmiştim hatırlarsınız. Biri ışık hızına yakın seyahat edip geri dönüyor, biri yaşlanırken biri genç kalıyordu hani. Bunu anlatırken de merak etmeyin “ikizler paradoksundan bahsetmeyeceğim” demiştim. Birçok yorumda “ikizler paradoksundan bahsetmeyeceğim deyip ikizler paradoksundan bahsetmek de, ne bileyim” diyenler olmuştu. Ama emin olun. O bahsettiğim, bu yaş problemi paradoks filan değildi. Bu birazdan konuşacaklarımızın yanında gayet olağan bir şey. Olması gereken, görelilik ile alakalı bir “yanılsamadan” ibaretti sadece. İşin asıl beyin yakan kısmına gelelim mi o halde? Artık ne kadar başarılı oluruz bilmiyorum ama gelin asıl “ikizler paradoksunu” beraber anlamaya çalışalım.

Aranızda ikizi olan var mı? Ya da aynı yaşta olduğunuz bir arkadaşınız da olur. Şimdi aranızda anlaşın. Çünkü birinizi bir yolculuğa ...  Devamı

İstatistik Milyonlarca Hayatı Nasıl Kurtardı?

En sevdiğim konulardan biri olan istatistiğe birkaç video ile güzel bir giriş yapmıştık hatırlarsınız. Biraz ara verdik ama aralarda döneceğimi söylemiştim. O gün geldi. Hem de istatistiğin en çılgın kullanım alanlarına, etkilediği hayatlara, insanlığı ne yönde etkileyebileceğine dair çok çarpıcı bir alan ile.

İstatistik ve Savaşlar…

İstatistik ve olasılık dediğimizde malum aklımıza hemen bilimsel araştırmalar ve iş dünyasında kullanılan analizler geliyor. Fakat istatistiğin aslında en hayati uygulamalarından biri de ülkelerin ayakta durabilmesini ve kimi zaman savaşlar kazanmasını sağlamasıdır. Şifreleri kırarak, batan gemileri bularak ya da hatta bir sonraki savaşın ne zaman patlak vereceğini tahmin ederek. Nasıl mı? Gelin birkaç hikaye anlatayım size.

Çocukluğunda şifreli mesajlar gönderenler olmuştur illa ki. Biliyorsunuz. Arkadaşlarınız arasında başkalarının ...  Devamı

Hiçliğin Dansı: Kuantum Köpüğü

Bundan yüz yıl kadar önce evrenin temel yasalarına bakış açımız radikal bir şekilde değişecekti.

Newton’ın kütleçekimi ile mutlu mesut yaşayıp giderken, Maxwell’in denklemlerini ve elektromanyetizmayı henüz yeni yeni sindirmeye başlamışken biraz şans eseri biraz da sürekli daha derine bakmaya cesaret eden bilim insanlarının çabalarının kaçınılmaz sonucu olarak yepyeni bir evren ile karşı karşıya kaldık.

Önce özel görelilik ve ardından kuantum fiziği ile taş üstünde taş kalmamış, fizik dünyası neye uğradığını şaşırmıştı.

Intuitive kelimesini çok kullanırlar bu durumlarda. Sezgisel olarak çeviririz. Mantıklı, akla yatkın da diyebiliriz. Newton yasaları “intuitive” di mesela. Yasalar ile tecrübelerimiz paralel, birebir örtüşüyordu. Klasikti. Doğrudan bizim deneyimlerimizi anlatıyor, evren ile ilişkimizi güzel bir şekilde ifade ediyordu.

Kuantum Fiziği ve özel ...  Devamı

Çözülemeyen Denklem – KUANTUM DALGA FONKSİYONU

Kuantum mekaniğinde bugüne kadar ne konuştuysak dikkat ettiyseniz laf bir şekilde dönüp dolaşıp parçacıkların “dalga” özelliğine gelip durdu. Dalga-parçacık ikiliği, dalga fonksiyonu derken birçok çılgınlıktan bahsettik. Çift yarık deneyi, hem dalga hem parçacık olabilen parçacıklar… Ve artık az çok bir fikrimiz var. Burada garip şeyler dönüyor. Bundan eminiz. O yüzden biraz daha işleri karıştırmanın vakti geldi diye düşünüyorum. Dalga derken neden bahsediyoruz? Bu dalga nereden çıktı? Nasıl bulduk? Bunun hikayesi nedir?

Bunların cevabını hem vereceğimiz hem de veremeyeceğimiz bir video olacak bu. Ve sonunda anlayacaksınız ki bazı soruların cevaplarını 100 yıldır uğraşan hiçbir fizikçi verebilmiş değil. Peki bu ne anlama geliyor. Bazı cevaplar hala oralarda bir yerlerde. Ve bilim dünyasında, tarihte, dünyanın geleceğinde iz bırakmak istiyorsanız isminizi yazdırabileceğiniz ...  Devamı

Bin Formüle Bedel: Feynman Diyagramları – Muhteşem Feynman Bölüm 2

Werner Heisenberg kuantum mekaniğini yeni bir seviyeye taşıyarak formülleri ile artık bu teorinin atomaltı evreni kusursuz bir şekilde açıkladıktan sonra fizikte artık yeni bir kapı kapanmamak üzere açılmıştı. Artık bu evrende keşfedilecek ne varsa fizikçiler onun peşine düşmüştü. Yeni norm buydu artık.

Keşfedilmeyi bekleyen sorunlardan biri de özellikle yüklü parçacıkların davranışıydı. Kuantum mekaniği henüz elektron gibi yüklü parçacıkların hareketini açıklamaya yetmiyordu. Yani elektromanyetizma ile kuantum fiziği henüz barışmamıştı. Burada elbette fizikçiler elektrik yükü ile parçacıkların etkileşimini inceleyen elektrodinamiğe yönelmiş ancak klasik elektrodinamiğin artık elbette modası geçmiş, burada da yeni bir bakış açısına ihtiyaç vardı.

Burada devreye efsane 1927 Solvay Konferansına katılan en genç fizikçi olan Paul Dirac girecek ve kuantum mekaniği ...  Devamı