Tesla Bot Neleri Değiştirecek? – Detroit Become Human Gerçek Mi Oluyor?

Oynamaya doyamadığım bir oyun var. Detroit: Become Human… Hem teknik altyapısı, hem geleceğin “olası” teknolojilerinin “olası” sonuçlarını inanılmaz etkileyici bir hikaye ile birleştirmesi, hem de yarattığı evren ile gerçekten bir başyapıt.

Oynamayanlar için basitçe anlatmak gerekirse bu oyun kurgusal bir yakın gelecek evrenini bize anlatan bir oyun. Bu evrende insanların yaptığı basit işleri artık androidler yapıyor. Ağır işler, hizmet sektörü ve daha birçok alanda. Ama tabi tahmin edeceğiniz üzere işler karışıyor. İnsanlar işsizlik nedeniyle androidlerden nefret etmeye başlıyor. Ciddi bir ayrımcılık ve şiddet patlaması. Ardından da androidler “siz hayırdır”, biz de varız deyip isyan bayrağını çekiyorlar.

Bu mücadele içinde siz de büyük etik ikilemler içinde yolunu bulmaya çalışan bir karaktersiniz.

Yaptığınız seçimlere dayanan 40 civarı farklı sonu bulunan ...  Devamı

HALÜSİNASYON GÖRMENİZİ SAĞLAYAN TEST – GANZFLICKER

“Sanki ekran başka bir yere açılan bir kapı gibiydi.”

“Işıklar tüm odayı kaplamaya başladı. Bir anda ekran genişlemeye başladı sanki.”

“Tarihi bir kale belirdi birden. Sanki. Bir kuş gibi yukarıdan görebiliyordum kaleyi.”

Bu cümleleri kimler söylemiştir sizce? İlaç etkisindeki insanlar mı? İnsanların tanımladığı rüyalar mı acaba?

 Hayır. Bu cümleler Ganzflicker etkisi. Gayet bilinçli bir şekilde ekranda bir görüntüyü izleyen insanların deneyimleri bunlar. Ganzflicker testini yapan insanlar. Ganzflicker adı verilen ve bir grup nörobilimci tarafından çeşitli deneyler için kullanılan bu basit uygulama aslında birbiri ardına yanıp sönen siyah ve kırmızı görüntülerden ibaret.

Başlamadan çok önemli bir uyarı yapmam gerekiyor. Bu videoda bahsedeceğim ve sizden de isteyeceğim deney ışığa duyarlı epilepsiyi tetikleme riski barındırmaktadır. Eğer böyle bir duyarlılığınız ...  Devamı

Nasıl Ölümsüz Olunur? – ALBERT Belgeseli – Son Bölüm

Yıl 1919. Dünya tarihinin en karanlık dönemlerinden biri yeni sona ermiş. Milyonlar yok olmuş, kalanların elinde hala kan izleri. Korkunç bir dönem.

Diğer tarafta bu karanlığın içinde hala ışığı arayan insanlar.

Birkaç yıl önce Albert “Pardon bölüyorum ama, evrenin yeni yasasını sunmama izin verin” demişti. Genel göreliliği tamamlamıştı.

Peşinden yüzlerce yıl boyunca çözülememiş merkürün yörüngesindeki sapmayı sıfır sapma ile açıklamıştı bu teorisi.

Ardından işte 1919 yılında ilk kez gözleme dayalı bir şekilde kanıtlanacaktı.

Arthur Eddington bir güneş tutulması sırasında Albert’ın teorisini tekrar teste tabi tutmuş ve ışığın tam da onun tahmin ettiği gibi büküldüğünü, uzay-zamanın bükülmesini kanıtlamıştı.

Albert mı? Şöyle demişti. “Eğer Arthur’un bu deneyinden beklediğimden farklı bir sonuç çıksaydı benim için bir şey fark etmezdi. ...  Devamı

Çoklu Evrenlerin Gerçek Olabileceğini Gösteren 4 Neden

1954 yılında 27 yaşında bir Princeton mezunu olan Hugh Everett arkadaşları ile koyu bir sohbet içindeydi. Birçoğu fizik bölümü mezunu bu arkadaş grubu haliyle dönemin en popüler konusu kuantum mekaniği ile ilgili fikirler ortaya atıyordu. Hugh Everett de bir noktada ipleri koparıp  kuantum mekaniğinin kafaları en çok kurcalayan sorularından birine kendince  bir cevap bulacaktı.

Biliyorsunuz, bol bol konuştuk. Kuantum fiziğinde elektron gibi temel parçacıklar tek bir durumda değil, bir süperpozisyondadır. Ölçülene kadar aynı anda birden fazla yerde, hızda ve yönde olabilirler. Ancak bizim deneyimlediğimiz makro evrende bir şey ya bir yerdedir ya da başka bir yerde. Kesinlik hakimdir. Makro evrende belirsizlik, süperpozisyon yoktur. Zaten makro evrende bir anlığına da olsa bir cismin süperpozisyonda olduğunu görsek bu görebileceğimiz en ilginç şeylerden biri olurdu herhalde. Birçoğumuz ...  Devamı

Her Şey Bir Video Oyunuysa? – Bu Oyunu Kim Tasarladı?

Felaketler. Yangınlar. Pandemi. Savaşlar. Bir sürü acı. Yığınla sorun. Özellikle tarihin akışını değiştiren çok büyük felaketlerde, savaşlarda göze çok çarpmayan çok büyük bir sosyolojik değişim gerçekleşir. İnanç sistemleri.  Özellikle her şeye gücü yeten bir yaratıcıya dayanan inanç sistemleri ve bu sistemlere mensup olan insanlar için zorlu süreçlerdir bunlar. Burada konumuz din veya dinler değil. Örneğin 1755’te Lisbon’da gerçekleşen yıkıcı deprem sonrasında daha önce sorgulanmayan bazı dogmalar tartışılmaya başlanmış ve bu Voltaire gibi büyük isimlerin çok derin bir soru sormasına yol açmıştı. Elimizdeki en iyi yaşam bu mu? Daha iyisi olamaz mı? Bu kadar acı. Çok fazla değil mi?

1918’de İspanyol Gribi dünya nüfusunun ciddi bir kısmını yok edince bu sorular daha da derinleşti. Elbette büyük bir kısım bu felaketlerin insanların işlediği suçlara ...  Devamı

Yoksulluk ve Yardım Etme İkilemi Üzerine

UNICEF’in verilerine her gün, her dakika, aşırı yoksulluk koşullarında yaşayan 12 çocuk hayatını kaybediyor. Siz şu anda bu videoyu izlerken birkaç tane çocuk göçüp gidiyor. Hem de temiz suyu olmadığı için. Yiyecek yemekleri olmadığı için. Sıtmadan. Bağırsak hastalıklarından. Ölen çocuklar. Birçoğumuzun hayatında neyse ki düşünmek bile zorunda olmadığı sorunlardan…

Korkunç bir şey değil mi? Neredeyse 1 dakika geçmek üzere. 12 çocuk hayatını kaybetti bile.

Ama daha korkuncu ne biliyor musunuz? Bu çocukları kurtarmak o kadar kolay ki.

Birçok çocuk yatağına birkaç liralık bir sivrisinek örtüsü alamadığı için.

Bağırsak hastalıkları için 1 dolar bile olmayan ilaçlara ulaşamadığı için.

Yine birçoğumuzun cebindeki bozukluklarla bile doyabilecekleri gıdaya ulaşamadıkları için.

E o zaman?

Neden ölüyor bu çocuklar?

Özellikle refah seviyesi çok yüksek ülkeleri baz ...  Devamı

Göğe Bakma Rehberi – Çıplak Gözle Astronom Olmak

1977’de bir insan hatası nedeniyle Romanya’nın tamamında büyük bir elektrik kesintisi yaşanıyor. 5 saatten fazla süren bu kesinti nedeniyle garip bir şekilde polise ve acil durum hatlarına telefon yağıyor. Ama bu elektrik kesintisi ile ilgili değildi. Birkaç ay önce ciddi bir deprem atlatan ülkede insanlar panik halinde gökyüzünde bir gariplik olduğunu söylüyorlar. Hem elektrikler kesilmiş, depremin yaraları yeni yeni sarılıyor. Gökyüzünde olanlar yeni bir felaketin mi habercisi yoksa? Kıyamet mi geldi?

Olan neydi biliyor musunuz? Büyük şehirlerde, tüm evlerin ve sokakların ışıkları aynı anda kesilince ışık kirliliği birkaç saatliğine sıfırlanmıştı. İnsanların gökyüzünde gördüğü gariplik ise aslında “samanyolu galaksisiydi”. Hiç görmedikleri kadar fazla yıldız, çıplak gözle görülen gezegenler… İnsanlar aslında ilk defa geldikleri yeri görüyorlardı. Ve ...  Devamı

“Hayatımın En Mutlu Düşüncesi” – ALBERT Belgeseli – 3. Bölüm

Bir şeyi düşündüğünüz, düşünebildiğiniz, böyle bir fikrin aklınıza bile gelmesinden mutluluk duyduğunuz oldu mu hiç? Sonrasında bir tür kendi kendinize beşlik çaktığınız mesela. Kendi sırtınızı sıvazladığınız.

“Der glückliche gedanke meines Leben” derken Albert tam olarak böyle hissediyordu işte.

Hayatımın en mutlu düşüncesi…

“Bir adam yüksek bir binanın çatısından atlarsa ne olurdu? Kendi ağırlığını hissetmezdi elbette.”

E ne var bunda? 5 yaşında çocuk bile bu çıkarımı yapabilir diye düşünebiliriz…

5 yaşında bir çocuğun birçok yetişkinden çok daha devrimsel fikirleri olduğunu bir kenara bırakırsak bakın Albert’ın bu en mutlu düşüncesi Newton’dan ve hatta daha öncesinden bu yana doğru kabul edilen fiziğin temelleri nasıl çatırdayacaktı…

Bir düşünce deneyinden bahsediyoruz elbette. Albert şöyle sormuştu: “Bir asansördesiniz. Birden ...  Devamı

“Tanrının Düşünce Biçimini Anlamak” – ALBERT Belgeseli – 2. Bölüm

Harikasın sevgili dostum Michele. Harikasın. Sonunda cevabı buldum…

Michele Besso daha “neyin cevabı” demeden Albert devam ediyor.

“Aynı anda gerçekleşen iki olayın eşzamanlı olduğu konusunda hemfikir miyiz?” diye sorunca Michele “E yani. Tabi ki” diye cevap veriyor.

“Hayır” diyor Albert. İşte büyük hata bu.

“Şimdi düşün. Benimle birlikte hayal et. Bir demiyolunun kenarındayız. İki tane de elektrik direği. Aralarındaki mesafeyi de biliyoruz. İkisinin tam ortasını bulup işaretleyelim. Tam ortada da sen dur. Eline bir ayna al. Bu iki direğe aynı anda yıldırım düşsün. Bu aynadan baktığında iki olayın da eşzamanlı olduğunu görürsün. Şimdi bu raylardan geçecek bir trene bin. Elinde de iki tarafı da gösteren bir ayna var. Tren tam işaretlediğimiz noktaya geldiğinde bu iki direğe tekrar yıldırım düşsün. Bu iki yıldırım bu sefer de aynı anda mı düşer?”

Michele ...  Devamı

ALBERT – Dahilerin Dahisi – Belgesel – 1. Bölüm

Bir çocuk. Her çocuk gibi. Meraklı. Sınırsız hayal gücüne sahip. Soruları olan. Sorular soran. Çok fazla soru soran. Bir çocuk…

Her çocuk gibi. Dünyayı değiştirme potansiyeli olan.

Ama bu çocuk.

Dünyayı değiştirecekti…

O çocuğun adı.

Albert.

Albert Einstein…

Hepimizin bildiği Einstein bu. Bilge, yaşlı adam. Sıradışı zekaya sahip bir dahi.

Sanki öncesi yokmuş gibi. Birden ortaya çıkıvermiş gibi.

Fakat o da bir zamanlar çocuktu. Ve her insanın olduğu gibi onu da şekillendiren bir çocukluğu, bir geçmişi, onu o yapan bir hikayesi vardı.

14 Mart 1879’da başlıyor bu çocuğun hikayesi. Almanya’nın Ulm isimli küçük bir şehrinde dünyaya geliyor. Alman Yahudiler yeni yeni toprak sahibi olma, yüksek eğitim alma ve farklı mesleklerle uğraşma hakkını kazandığı zamanlarda Pauline ve Hermann Einstein isimli Yahudi bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Daha sonra doğacak olan ...  Devamı