“Tanrının Düşünce Biçimini Anlamak” – ALBERT Belgeseli – 2. Bölüm

Harikasın sevgili dostum Michele. Harikasın. Sonunda cevabı buldum…

Michele Besso daha “neyin cevabı” demeden Albert devam ediyor.

“Aynı anda gerçekleşen iki olayın eşzamanlı olduğu konusunda hemfikir miyiz?” diye sorunca Michele “E yani. Tabi ki” diye cevap veriyor.

“Hayır” diyor Albert. İşte büyük hata bu.

“Şimdi düşün. Benimle birlikte hayal et. Bir demiyolunun kenarındayız. İki tane de elektrik direği. Aralarındaki mesafeyi de biliyoruz. İkisinin tam ortasını bulup işaretleyelim. Tam ortada da sen dur. Eline bir ayna al. Bu iki direğe aynı anda yıldırım düşsün. Bu aynadan baktığında iki olayın da eşzamanlı olduğunu görürsün. Şimdi bu raylardan geçecek bir trene bin. Elinde de iki tarafı da gösteren bir ayna var. Tren tam işaretlediğimiz noktaya geldiğinde bu iki direğe tekrar yıldırım düşsün. Bu iki yıldırım bu sefer de aynı anda mı düşer?”

Michele ...  Devamı

Zaman Nedir?

ZAMAN.

NEDİR?

Nerede başlar? Nerede biter? Büyük patlamadan önce.

Zaman.

Var mıydı?

Veya.

Bir sonu olacak mı?

Güneş sistemimiz ömrünü doldurduğunda.

Biz yok olduğumuzda.

Zaman.

Olacak mı?

Her şeyden. Hepimizden. Mekandan bağımsız.

Düz bir çizgi halinde.

Akıp giden bir şey mi?

Klasik fiziğin babaları olarak kabul edilen Galileo, Newton gibi isimlere göre.

Evet.

Zaman mutlaktır, değişmezdir, sabittir, her şeyden bağımsız akıp gider.

Özellikle “mutlak zaman” dendiğinde Newton gelir herkesin aklına.

Ama.

Bern kentinde bir patent ofisinde çalışan genç bir adam vardı hatırladınız mı?

Bir gün günlüğüne ne yazmıştı biliyor musunuz?

“Newton. Çok üzgünüm…”

Newton, Descartes, Galileo, Maxwell ve onlarca başka bilim insanı. Tarihi değiştiren onlarca isim.

Hepsine bir nevi “diss” atıyordu bu cümlesiyle.

“Beyler. Üzgünüm. Ama o iş öyle değil.” diyordu.

Bizim asi gencimiz… Albert ...  Devamı