Felaketler. Yangınlar. Pandemi. Savaşlar. Bir sürü acı. Yığınla sorun. Özellikle tarihin akışını değiştiren çok büyük felaketlerde, savaşlarda göze çok çarpmayan çok büyük bir sosyolojik değişim gerçekleşir. İnanç sistemleri. Özellikle her şeye gücü yeten bir yaratıcıya dayanan inanç sistemleri ve bu sistemlere mensup olan insanlar için zorlu süreçlerdir bunlar. Burada konumuz din veya dinler değil. Örneğin 1755’te Lisbon’da gerçekleşen yıkıcı deprem sonrasında daha önce sorgulanmayan bazı dogmalar tartışılmaya başlanmış ve bu Voltaire gibi büyük isimlerin çok derin bir soru sormasına yol açmıştı. Elimizdeki en iyi yaşam bu mu? Daha iyisi olamaz mı? Bu kadar acı. Çok fazla değil mi?
1918’de İspanyol Gribi dünya nüfusunun ciddi bir kısmını yok edince bu sorular daha da derinleşti. Elbette büyük bir kısım bu felaketlerin insanların işlediği suçlara ...