Tercih zamanı malum. Kiminiz tercihleri kafasında belirledi, kimi hala düşünüyor ne yapsam diye. Ya da benim gibi bu işleri çoktan geçmiş, işi gücü olan insanlarsınız ama kariyerinizi değiştirmek, kendinize yeni beceriler kazandırmak “gelecekte gereksiz olacak” bir meslekte takılıp kalmamak istiyorsunuz.
Tüm bunlardan yola çıkarak ben de birlikte bir geleceğe bakalım istiyorum. Hangi meslekler geçerliliğini yitirecek, hangi yeni meslekler ortaya çıkacak. Biz ne yapmalıyız? Kendimizi ne yönde geliştirmeliyiz?
Yola çıkış noktamız elbette teknoloji, özellikle endüstri 4.0 olacak ama sizi şaşırtacak bazı mesleklerden de bahsedeceğim. Yani herkes kendine uygun, kendisini heyecanlandıracak bir alan bulacaktır diye düşünüyorum.
Endüstri 4.0 demişken, işte gelecekte ne tür meslekler ortaya çıkacağını, ne tür becerilere ihtiyaç duyulacağını belirleyecek olay da bu.
Yani önceki videolarda da defalarca vurgu yaptığım bir konu. İnsanlar işlerini kaybetmenin haklı korkusunu yaşıyor. Dünya Ekonomik Forumunun iş dünyasının geleceği isimli raporunda da buna vurgu yapılıyor. Hatta rakamlarla konuşmak gerekirse. 20 ülkede yapılan araştırmaya göre makinelerin yükselişi ile yaklaşık 75 milyon kişi işini kaybedecek ya da değiştirmek zorunda kalacak.
Bu rakamın dünya çapında çok daha ciddi boyutlarda olduğundan bahsetmeye gerek dahi yok.
E o yüzden korkmakta da haklı herkes.
Ancak korkunun da ecele faydası yok. O yüzden gelin özellikle Endüstri 4.0 etkisi ile ne tür değişiklikler bizi bekliyor ona bakalım.
Şimdi karanlık senaryoyu bir kenara atarsak. Yani bu kadar kişi işini kaybedecek, ne olacak o zaman? Diye paniklemeden önce iyi tarafından bakalım isterseniz. ***75 milyon kişinin işini kaybedecek olması bir tarafa, aynı rapora göre 133 milyon yeni iş imkanı bizi bekliyor olacak.
Yani kaybedeceklerimizden çok kazanacaklarımız var. Ki biz bunu daha önce de defalarca yaşadık. En yakınını 1980’lerin başında yaşamıştık. Kişisel bilgisayarların milyonlarca kişiyi işsiz bıraktığını ama çok kısa sürede insanların gerekli becerileri elde etmesi ile çok daha fazla iş alanının ortaya çıktığını biliyoruz.
Yani panikleyelim tamam ama bu paniği çok da uzatmadan hemen yapmamız gerekeni yapalım.
Hazırlanalım!
Neye hazırlanalım?
Şuna:
Endüstri 4.0 özellikle nesnelerin interneti, büyük veri, yapay zeka, artırılmış gerçeklik, dijitalleştirme ve dijital iletişim ile birlikte müthiş değişiklikler sunacak bize. Bundan kaçış yok.
Ve ben size şu bölümü okuyun, şu üniversiteye gidin diyemem. Bu tamamen size kalmış. Ama size iş dünyasının geleceği hakkında bir resim çizebilirim. Bu resimden de siz kararınızı verebilirsiniz.
Dünya Ekonomik Forumu‘nun raporundan bahsetmiştim. Bu arada 2018 yılında yayımlanan bu The Future of Jobs isimli rapor çok önemli şeyler anlatıyor. 150 sayfaya yakın bu raporu İngilizcesi olanlar mutlaka detaylı şekilde okusun. Olmayanlar içinse öğrenmek için çok önemli bir neden daha J
Ben de bu videoyu hazırlarken bu rapordan oldukça yararlandım.
İşte bu rapora göre şu anda ortaokuld a olan öğrenciler üniversiteden mezun olduğu zaman eski işlerin yarısından çoğu yok olmuş olacak. Bu durum her ne kadar kötü gözükse de, bahsettiğim gibi gelişen teknolojilerin yok ettiği kadar yeni iş alanları oluşturacağı gerçeği çoğu zaman göz ardı ediliyor. Tüm yenilikler yeni endüstrileri, onlar da yeni işleri doğuruyor.
İlk bahsetmek istediğim hayal gücü ve yaratıcılık sektörü
Günümüzün teknoloji trendleri, birçok liderin “hayal gücü ekonomisi” olarak adlandırdığı ekonomiyi ayağa kaldırıyor. Hayal gücü ekonomisi, “mantıksal ve rasyonel düşüncenin, sezgisel ve yaratıcı düşünceyle birleşerek değer yaratması” olarak tanımlanıyor. Beklenildiği gibi, yeni şeyler üretmek ve entelektüellik, hayalperestlik, yaratıcılık konusunda insanlar makinelerden üstün. Bu da söz konusu yetenekleri içeren işlerde otomasyona geçilmesini güçleştiriyor.
Yakın geleceğin yaratıcılık sektöründe; 3D yazıcı moda tasarımcısı, VR deneyim tasarımcısı, organ tasarımcısı ve arttırılmış gerçeklik mimarı gibi işler yer alabilir. Bu işlerin gelişimi, 3D yazıcılar ve sanal gerçeklik gibi yeni yaratıcı araçlar sayesinde olacak.
Bu işler hakkında en çok göze çarpan şey aslında tümünün kökünde disiplinler arası ilişki olması. Çoğu STEAM becerilerini içeriyor. STEAM nedir derseniz. ***Bu zamana kadar Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik yani Science, Technology, Engineering ve Mathematics disiplinlerinin tüm endüstrilerin, gelişimin temelinde olduğu düşünülürdü. Artık buna Sanat yani Arts da eklendi ve gelecekten, söz konusu ütopik gelecekten bahsediyorsak sanatı bu denklemden çıkaramayız deniyor.
Örneğin bir VR deneyim tasarımcısı, insanları içine çeken bir sanal gerçeklik yaratmak için sanat ile teknoloji uzmanlığını birleştirecek. Dolayısıyla bu, geleneksel eğitime daha fazla STEAM öğrenimi gelmesi gerektiğini gösteren güçlü bir delil.
Daha sonra nörobilim, nöro-geliştiricilik, biyomühendislikten bahsetmemiz lazım.
Genetik mühendislik ve nöromühendislik yeteneğimiz arttıkça bu sektörlerdeki işlere olan talep de artacak. Black Mirror‘ı izleyenler bilir. Son sezonda, bilincin makinelere aktarılabildiği, zihinlerin birleştirildiği, başkalarının anılarının kaydedildiği ve hatta onların takip edebildiği bir dünyadan bahsediyordu. İşte birçok mucit ve araştırmacı bu tarz yetenekleri gerçekliğe dönüştürmek için çabalıyor.
Burada hemen Elon Musk abimize bir selam göndermemiz gerekiyor. Yakın zamanda Instagram hesabımdan da duyurduğum üzere Neuralink’i tanıtmıştı. Kısaca insan beyni ile bilgisayarları birbirine bağlamayı amaçlayan bir proje. Detaylar ve olasılıklar ise inanılmaz. Detayları ise Cuma akşamı yine BebarBilim kanalında olacak. Mutlaka görüşelim Cuma akşamı.
Kaldı ki internet aracılığıyla iki beyni bağlamayı çoktan başardık. Farklı araştırma grupları bireylerin hatıralarını yeniden oluşturmak için mekanizmalar geliştirdi. Ayrıca gen terapisinde ve genetik mühendislikte sürekli yenilikler görüyoruz.
Çok yakın gelecekte olmasa da bu sektörde; zihin hacker’ı, nöro-implant teknisyeni, nöro-geliştirici uzmanı ve nöro-robotik mühendisi gibi unvanları görebiliriz.
Şimdi teknolojik gelişmeler harika filan ama aynı zamanda sayısız yeni sosyal, etik ve ahlaki sorunları da beraberinde getiriyor. Kendi başına teknoloji iyi veya kötü tanımlara sahip değil. Her şey onu nasıl kullandığımıza bakıyor.
Sanal gerçeklik, beyin implantları ve nesnelerin interneti derken bizi sarıp sarmalayan bu teknolojilerin gelişimi, kompleks senaryolar için doğru soruları sorarak uygun etik sınırları koyacak profesyonel ihtiyacı doğuracak. Bu şirket veya devlet düzeyinde olabileceği gibi, kişisel düzeyde etik konularda danışman arayan bireyler için de olabilir.
Bu alanda geleceğin işleri; bilişsel geliştiricilik danışmanı, genetik modifikasyon etik danışmanı, dijital detektif, sanal gizlilik güvenlik görevlisi, teknoloji yasalarını yazacak kişiler… Şu an için oldukça absürt gözüküyor olsa da bu alan aslında teknolojinin zararlarını en aza indirmemiz ve faydalarını artırmamız için önem taşıyacak.
Tabi diğer taraftan günümüz dünyasının en büyük zorlukları aynı zamanda en büyük pazar fırsatlarına dönüşüyor. ***İklim değişikliğinin her geçen gün büyüyen tehlikesi insanlığı büyük kararlarla yüz yüze getiriyor. Birçok şehir sürdürülebilir altyapı, daha temiz ulaşım ağı ve yenilebilir enerji kaynakları gibi birden fazla çözümü entegre etmeye başladı.
Sürdürülebilir bir gelecek için akıllı şehir plancılarına, sürdürülebilir şebeke mimarlarına, sıfır-tüketim ev tasarımcısına, enerji kullanımı danışmanlarına ihtiyacımız var.
Ulaşımın geleceğinden de bahsetmek lazım.
Birçok insan otonom araçların milyonlarca kişiyi işinden edeceğinden korkuyor. Bu endişelerinde gayet de haklılar. Ancak ulaşım sektöründeki bu gelişmeler birçok kişiyi işinden edecek olsa da, sürücüsüz ve elektrikli arabalar, drone’lar ve hyperloop teknolojileri çok yeni pozisyonlar doğuracak.
Bu teknolojiyi üretecek/kuracak ekipler, hyperloop operatörleri, trafik akışı analistleri ve sürücüsüz araç mühendisleri bu alanın gelecekteki çalışanları olacak.
Hayal gücümüzü biraz daha zorlamamız gerekse de, uzak geleceğe baktığımızda gezegenler arası uzay pilotlarına talep olabilir. Yakın zamanda Virgin Galactic‘in yolcu taşıyan uzay gemisi VSS Unity, yedinci planör test uçuşunu tamamladı. ***Öte yanda Mars’ı kolonize etmek isteyen Elon Musk geçtiğimiz yıllarda SpaceX Gezegenler Arası Ulaşım Sistemini duyurmuştu. Gezegenler arası bir tür haline gelmemiz durumunda bunun ne gibi heyecan verici yeni işler ve fırsatlar yaratacağı aslında şu an yalnızca bilim kurgu yapıtlarında görebileceğimiz bir şey.
McKinsey Global Enstitüsü tarafından yakın zamanda yayınlanan raporda, yakın gelecekte otomatikleştirmenin en zor olduğu işlerin karar alma, planlama, insan etkileşimi ve yaratıcılığı içerdiğini ortaya koydu.
Yani gördüğünüz üzere aslında tek bir alandan, tek bir bölümden bahsetmek o yüzden çok mümkün değil.
Disiplinler arası bilgi ve deneyime sahip bireyler öne çıkacak gelecekte. Özellikle teknoloji ve yaratıcılığı, sanatı hayal gücünü bir araya getirebilecek olanlar çok ama çok avantajlı olacak.
O nedenle hangi bölümü okursanız okuyun, ne yaparsanız yapın kendinizi farklı alanlarda, birbirileri ile entegre edebileceğiniz becerilerde geliştirmeyi, okuldaki derslerin dışında da mutlaka kişisel gelişimi, sürekli öğrenmeyi bırakmamanız gerekiyor.
Yine de ne yaparsanız yapın “iş”inizin tüm hayatınız olacağını unutmayın. O nedenle özellikle üniversite boyunca kendinize katacağınız beceriler tüm hayatınızı belirleyecek. İyi düşünüp, ne istediğinize çok iyi karar verip o yönde kendinizi geliştirmekte fayda var.
Şimdiden herkese bol şans… Her şey gönlünüzce olsun…
İyi ki varsınız…
Sevgiler!
Kaynaklar:
Robots in workplace ‘could create double the jobs they destroy’ | Business | The Guardian
Top 10 Jobs in 2030: Skills You Need Now to Land the Jobs of the Future – Crimson Education