Featured Video Play Icon

Venüs’te Yaşam Mı Bulundu?

Dün. Yani 14 Eylül 2020 tarihinde natüre dergisinde bir makale yayımlandı. Sıcağı sıcağına bu videoyu hazırladım çünkü bu makale sonrasında ortalık resmen karıştı.

Venüs atmosferinde fosfin gazı bulunması ile ilgili olan bu makale neden bu kadar olay oldu tek bir cümleyle özetleyebiliriz.

Bu bulgu dünyadışı yaşam ile ilgili insanlık tarihindeki ilk bulgu olabilir.

Olabilir diyoruz çünkü birkaç yıldır devam etse bile bu bulgu henüz çok yeni ve öncelikle sakin olmakta fayda var. Peki. Gelin fosfin nedir? Başka bir gezegende bulunması neden önemli ve tüm bunlar ne ifade ediyor konuşalım.

Fosfin dediğimiz kimyacılara göre amonyağın kötü bir ikizi gibi. Amonyakta bir nitrojen ve üç hidrojen atomu bulunurken buradaki nitrojeni alıp yerine fosfor koyduğunuzda fosfin elde edersiniz.

Şimdi asıl olay şu. Fosfin bir biyomarker’dır. Yani bir biyogösterge. Biyogöstergeler de biyolojik bir organizmanın ürettiği doğal maddelerdir. Yani fosfin yaşamın bir işaretidir. Penguen gibi hayvanların bazı organlarında mikroplarla birlikte gözlemleyebilirsiniz. Ya da bataklık gibi düşük oksijen bulunan ortamlarda.

Elbette diğer taraftan kimyasal süreçlerle, bazı fabrikalarda bazı amaçlarla üretilmektedir. Aslında fosfini üretirken dikkatli de olmak lazım çünkü bizim gibi yaşam formları için oldukça zehirlidir.

Fakat sorun şu. Venüste bildiğimiz kadarıyla penguen de yok fabrikalar da.

İşte Cardiff Üniversitesinden Profesör Jane Greaves ve arkadaşları tam da bu soruyu soruyorlar.

Venüs’ün yüzeyinden 50 kilometre yükseklikteki, bu bizim atmosferimizin sınırı diyebileceğimiz noktadan neredeyse 10 kat daha yüksekte, bu gaz bulutu içinde fosfinin ne işi var?

2016 yılından beri devam eden çalışmada özellikle fosfini oluşturabilecek yaşamdışı bir kaynak bulmak için elinden geleni yapan araştırmacılar tüm olasılıkları da elemiş durumda. Yani tespit ettikleri bu fosfinin şu an için biyolojik bir kaynağı olduğunu düşünüyorlar.

Araştırmanın başındaki Greaves de şöyle söylüyor “Kariyerim boyunca dünya dışı yaşam bulmak içim uğraştım ve şu anda bu olasılık karşıma çıktığı için inanılmaz heyecanlıyım. Fakat yine eğer kaçırdığımız bir şeyler varsa, bu fosfinin kaynağı yaşamdışı bir olguysa tüm veriler herkese açık durumda, lütfen birileri bize söylesin. Çünkü biz bulamadık.”

Peki araştırma ekibi bu fosfini nasıl buldu?

Bu çalışmada Hawaii’deki James Clerk Maxwell teleskobu ve Şili’deki ALMA isimli teleskop grubu kullanıldı. Fosfinin bu radyo teleskoplarının 1 mm’lik dalga boyunda algıladığı belirgin bir “emilim çizgisi” buunur ve dalga boyundaki iniş çıkışlara baktığınızda ne tür moleküllerin venüsten yayılan ışınımlarda bu bir nevi kırılmayı yarattığını bulabiliyorsunuz.

Farklı kaynaklardan tüm verileri dikkatli bir şekilde inceleyen araştırmacılar da bu molekülün fosfin olduğundan eminler. Oranı da milyarda 10 ila 20 civarında fakat bu oran bile gereğinden çok çok fazla.

Asıl ilginç olan ise şu. Güneş sistemimizde yaşam bulmaktan bahsettiğimiz zaman malum Venüs çok da olası bir yer değildi. Çünkü dünya ile karşılaştırdığımızda atmosferinin %96’sı karbondioksitten oluşan Venüs’ün yüzey sıcaklığı da 400 derecenin üzerindedir. Daha önce Venüs’e gönderilen uzay araçları neredeyse dakikalar içinde devre dışı kalmıştır bu nedenle. Rusya’nın gönderdiği bir araçtan o birkaç dakika içinde bu görüntüler gelebilmişti ancak.

Ancak yine de bu yaşama hiç de müsait olmayan gezegenin yüzeyinden uzaklaştıkça, fosfinin bulunduğu bölüm  20 derece santigrat civarındadır.

Ancak yine de bu bölgedeki bulutlar da oldukça yoğun ve temelde %75 il %95 oranında değişen sülfürik asitten oluşuyor. Bu da dünyadaki yaşamı oluşturan hücresel yapılar için ölümcül demektir.

Bu konuda da ekipteki biyokimyacı William Bains Venüs’te fosfin kaynağı olabilecek olası kaynakları derinlemesine inceliyor. Volkanlar, şimşekler ve hatta meteorların fosfine neden olup olmadığına bakıyor.  Ancak tüm bunların gözlemlenen fosfin miktarını ortaya çıkaramayacak düzeyde olduğu sonucuna varıyor. Tüm bu kaynakların bu kadar fosfini üretebilmek için 10.000 kat daha güçlü olması gerekiyordu.

Bains’e göre Venüs’te bulunan mikropların ya hiç görmediğimiz bir biyokimya yapısı var ya da bir tür zırh geliştirmişler.

Temel olarak suyu seven bir yaşam formu bir tür koruyucu zırh ile sülfürik asit damlacıklarının içinde gizlenebilirler. Fakat burada bahsettiğimiz örneğin bakterilerin teflondan daha kalın bir zırhı olması gerekiyor. Bu durumda nasıl besin elde edecekler ya da nasıl gaz alışverişi yapacaklar işte burası muamma diyor Dr Bains.

Ancak bir organizmadan bahsediyorsak olası yaşam döngüsü de şu şekilde olabilir:

Mikroplar, Venüs atmosferinin alt tabakalarında bitkisel bir durumda yaşıyor olabilir. (2) Bunların sporları, yükselen akımlarla daha yaşanabilir bulut katmanlarına taşınabilir. (3) Sıvı içine gizlenen sporlar, metabolik olarak aktif hale geçebilir. (4) Bu mikroplar bölünürler ve damlacıklar birleşerek büyürler. (5) Damlacıklar yeterince büyüyünce, atmosfer içinde batmaya başlarlar ve aşağılara indikçe artan sıcaklıklar dolayısıyla buharlaşırlar. Bu durum, mikropları sporlara dönüşmeye zorlar ve bunlar, en baştaki gibi alt katmanlarda bitkisel halde bekler.

Ve venüsün de uzun zaman önce bu kadar ölümcül olmadığı, aslında okyanuslarla kaplı olduğu bile düşünülüyor. Bu da hesaba katıldığında olasılıklar daha da güçleniyor.

Yani uzun süre tüm olasılıkları dikkate alan araştırmacılar sonunda bu dünkü makaleyi yayımlamaya karar veriyorlar. Fakat en başta söylediğim gibi bu “uzaylıları bulduk, dünya dışı yaşamı keşfettik” tarzı bir makale değil.

Bilimin temel amacına uygun bir şekilde bilgiyi paylaşmaktır bu. Herkesin erişimine açarak bu bulgulardan başka bilim insanlarının ne çıkaracağını görmek.

Çünkü bu bulguyla ilgili şüpheli olan bilim insanları da var. Avrupa Uzay Ajansından Colin Wilson bu bulgunun daha önce hiç karşılaşmadığımız bir tür kimyasal tepkime sonucunda ortaya çıkabileceği ihtimalinin güçlü olduğunu söyleyenlerden mesela.

Ya da yine dünyadışı yaşam arıyorsak bunun için en güçlü adayların Mars ya da Satürn ve Jüpiter’in uyduları olduğunda inanan bilim insanları var.

Yine de bu bulgunun bir tür yaşam formunu işaret etmesi durumunda evrenimizin yaşam konusunda tahmin ettiğimizden de zengin olabileceğini de söyleyenler var.

Yani bu şu an için oldukça heyecan verici bulgunun tam olarak çözüme ulaştırılması için yapılması gereken bir şey var.

Gidip bakmak.

Evet. Venüs’e bir araç göndermek.

NASA’nın zaten bu konuda bir çalışması mevcuttu. 2030’larda Venüs’ün atmosferindeki bulutlarda gezinecek bir tür balon ile ilgili çalışmaların tasarımı ile ilgili çalışmalar başlamıştı.

Bu balonda atmosferdeki damlacıkların bileşimi incelenebilecek ve hatta mikroskop bile yerleştirilerek orada bir tür yaşam formu olup olmadığına da bakılabilecek.

Yani özetle elimizde ilk defa bu kadar güçlü bir bulgu mevcut.

Özellikle yakın zamanda mars’a yaşam belirtisi bulmak için yola çıkan tüm bilim insanları için oldukça sürpriz bir gelişme oldu bu. Bu sayede uzay araştırmalarında tüm bu kurumlar için yeni bir cephe açılmış olabilir.

Ve o nedenle bu kadar heyecan verici. Ancak bir o kadar da şüpheci davranmakta fayda var. Muhtemelen bugün ve önümüzdeki günlerde birçok yerde “uzayda yaşam bulundu” temalı haberler ve videolar dolaşacak ancak bilim bu şekilde çalışmıyor biliyorsunuz. Şüphecilik sayesinde ancak asıl gerçeğe erişebiliriz.

Bakalım bu bulgu önümüzde ne tür kapılar açacak ve daha derin araştırmalar sonucunda ne tür keşifler bizi bekliyor olacak.

Ben de yakından takip ediyor olacağım tüm gelişmeleri. Herhangi bir bulgu olduğunda da mutlaka buradan paylaşacağım. Takipte kalın.

Ve her zaman olduğu gibi.

Tekrar görüşene dek.

İyi ki varsınız.

Sevgiler!

Kaynaklar:

https://www.nature.com/articles/s41550-020-1174-4

https://www.theatlantic.com/science/archive/2020/09/venus-life-phosphine-microbes/616342/

https://www.theverge.com/21428796/venus-gas-life-sign-discovery-phosphine-biosignature

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.