A notkasından B noktasına gitmek. Binlerce yıl boyunca insanlık için en büyük dertlerden biriydi. At sırtında aylarca süren yolculuklar günlük yaşamın bir gerçeğiydi. Yirminci yüzyıla geldiğimizde bir kıvılcımla her şey değişti. Trenler, arabalar derken uçaklarla globalleşmenin adımları atıldı ve başka bir deyişle dünya büyük bir köy halini aldı. Bugün başka şehirlerde hatta başka ülkelerde çalışıp başka ülkelerde yaşayan ve günlük olarak ülkeler arası seyahatler gerçekleştiren insanlar var. Harika bir imkan. A noktasından B noktasına çok çok daha hızlı gidebilmek. Fakat insanlık biraz doyumsuzdur malum. B noktasını her seferinde biraz daha uzağa koyarak o noktaya ne kadar hızlı gideriz diye düşünüp duruyoruz. Bu noktayı uzattıkça uzatıyor, hedefi her an daha da zorlaştırıyoruz. Ve gözümüzü Mars’a filan diktik. Oraya gideceğiz. Geri dönüşü yok. Bir ...