Yıl 1978.
50 yıl kadar önce Einstein ve Bose’nin öngördüğü maddenin sıradışı hali olan Bose-Einstein Yoğunlaşması henüz üretilmiş değil. Her yolu deneyen bilim insanları yaklaşabilmiş dahi değil. Yavaş yavaş insanların kafasında “galiba somut bir şekilde gözlemleyemeyeceğiz” düşüncesi yerleşmeye, ulaşılamaz bir hedefmiş gibi görülmeye başlamış.
Ama her zaman birileri çıkar ya. Tüm umutların tükendiği o anda. Birileri fitili ateşler. Bir umut ışığı beliriverir. Ve tüm başarısızlıklar, umutsuzluklar unutularak herkes işe koyulur.
İşte. Yıl 1978.
Fizikçi Daniel Kleppner ve meslektaşı Tom Greytak bu işe bir son vermek için yola koyulacaklardı.
Kleppner ve Greytak bu iş için en iyi adayın hidrojen olduğuna karar verdiler. Öncelikle. Hidrojen hafif bir atomdu. Yani atomların diğer atomlarla karşılaştırıldığında mutlak sıfıra o kadar da çok yaklaşmadan ...