Atom’un Film Gibi Hikayesi

Madde. Muhteşem bir kilim gibi. Atomaltı parçacıklarla ilmek ilmek örülmüş bir kumaş. Deneyimlediğimiz evreni oluşturan bir örtü. Ama yüz yıl önce madde o kadar da karmaşık gelmiyordu kimseye. O zamanki bilgi birikim dahilinde madde dediğimiz şey elektron ve protonlarla kolayca elde edilebiliyordu. Bugün önümüzde duran müthiş detaylı bir eserin aksine daha düz, basit bir desen vardı karşımızda.

Ve 1920’lerde, o dönemde görülen müthiş gelişimler ile de fizikçiler yavaştan işi çözdüğünü düşünüyordu. Artık maddenin en temel yapıtaşı karşılarındaydı. Pozitif yüklü bir çekirdek çevresinde dönen elektronlardan oluşan bir atom… Ve 1919’da keşfedilen protonların da çekirdekte belirli bir sayıda bulunuyordu. Bu sayı da evrendeki maddelerin bu kadar çeşitli olmasını sağlıyordu.

Bu nispeten basit yaklaşımı tahmin edersiniz ki terk etmesi kolay olmadı. Bilim dünyasında ...  Devamı

ANTİMADDE: Sınırsız Gücün Anahtarı

Nasıl varız? Neden değil. Nasıl oluyor da biz, tüm maddeler, gezegenler… Her şey nasıl oluyor da var oluyor?

Çünkü teoriye göre. Fiziğe, matematiğe… Nereye bakarsanız bakın. Var olmamamız gerekiyor.

Çünkü enerji dediğimiz şey aslında yok edici bir etkileşimin sonucu. İkiz kardeşlerin, bir arada bulunamayan, bir araya gelemeyen, geldiğinde birbirini yok eden ikiz güçlerin sonucu. Ve bu mantıkla bu karşıt güçlerin birbirini yok etmesi gerekiyordu. Ve maddenin ve her şeyin de var olmaması…

Peki. Neden bahsediyoruz?

Aslında obsesif ve sıradışı bir dâhinin çılgın bir bulgusundan.

Paul Dirac’tan bahsediyoruz. Adına “Strangest Man” yani En Sıradışı İnsan isminde bir kitap bulunan ve gerçekten de bir bulgusu ile fizik dünyasını alt üst eden adamdan. Maddenin ölümcül ikizinden. Antimaddeden bahsediyoruz…

 Dirac’ın bulgusunu ve bu antimaddenin ne olduğunu anlamak için biraz ...  Devamı