Margaret Hamilton: Bizi Uzaya Götüren Kadın

İnsanoğlunu uzaya götüren kadın.

Margaret Hamilton

İnsanoğlunun aya ayak basması ile sonuçlanan NASA’nın en başarılı görevi Apollo 11 ile ilgili herkesin bilmediği bir gerçek var. Apollo 11 aya iniş sırasında büyük bir sorunla karşılaşıyor ve neredeyse görev iptal edilecekken sorun o anda çözülüyor ve iniş başarıyla gerçekleştiriyor. Bunu sağlayan ise Neil Armstrong ya da Buzz Aldrin değil, bu sorunun olabileceğini önceden hesaplayarak önlemi alan Margaret Hamilton. Yani Margaret Hamilton olmasaydı, evrende başka bir toprak üzerinde ayak izimiz olmayacaktı. Apollo 11’in yaşadığı sorun neydi birazdan bahsedeceğiz ama bu video da görevin gizli kahramanı Margaret ile ilgili, önce kendisinden biraz bahsedelim…

1936’da Indiana’da doğan Hamilton 1958’de Earlham College’da matematik ve felsefe eğiitimi alıyor. Birkaç yıl lisede öğretmenlik yaptıktan sonra MIT programlama laboratuvarlarında çalışıyor. Ardından matematik alanında doktora yapmak istiyor ama tam bu sırada çalıştığı laboratuvarlardan birinden bir teklif alıyor. Bu laboratuvar NASA’nın insanlı uzay görevleri için kullanılacak bir bilgisayar üzerinde çalışıyor. Burada şundan bahsetmek lazım. O zamanlar bugünkü gibi kodlama eğitimi filan yoktu. Hatta kodlama bile çok yeni bir alandı ve çok az kişi farkındaydı. Bu nedenle Hamilton’da bu işi alırken kodlama bilmiyordu. Çalışırken öğrenecekti.

Hamilon işe başlıyor ve ilk görevlerinden birisi de insansız bir görev için görevin başarısız olması durumunda bilgisayarın ne yapması gerektiğini söyleyecek bir program tasarlamaktı. Hamilton daha sonrasında NASA’nın kendisine bu işi acemi olduğu için verdiklerini itiraf ediyor. Çünkü NASA görevin başarısız olacağına kesinlikle inanmıyordu. Ama sonuçta beklenmeyen oluyor ve görev başarısız oluyor. Kendisine verilen programı tasarlamak için Hamilton’ın dikkate alması gereken birçok unsur vardı. Örneğin çok önemli bir cihaz çalışmazsa, ya da aracın yakıtı biterse bilgisayar ne yapacaktı?

Bu görev sonrasında Hamilton’ın NASA’daki asıl görevi de belirlenmiş oluyordu. Bir görev sırasında uzay aracının yaşayabileceği tüm olumsuz senaryoları dikkate alacak ve her biri için bir kurtarma senaryosu belirlemek, bunları kodlamak ve uygulamaya koyacaktı.

Tıpkı NASA’nın başarısız olan ilk insanlı görevi Apollo 8’de olduğu gibi. Yazılımcılar görev öncesinde her zaman olduğu gibi görevin bir simülasyonunu gerçekleştiriyorlar. Bu sırada ise Hamilton 4 yaşındaki kızını da özel nedenlerle işe getirmek durumunda kalıyor. Ve Hamilton’ın kızı elbette 4 yaşındaki tüm çocukların yapacağı şeyi yapıyor ve basılmaması gereken bir düğmeye basıyor ve simülasyon çöküyor.

Çocuğuna ne tür bir ceza verdi ya da verdi mi bilmiyoruz ama Hamilton’ın aklına bu tür bir hatanın uçuş sırasında da yaşanabileceği ihtimali geliyor. Yani bir astronot da kazara bir düğmeye basamaz mıydı? Bu nedenle bu tür hatalara karşı bir program yazmak ve bir çözüm bulmak istiyor. Ama NASA “astronotlar 4 yaşında mı ki kazara düğmeye bassın” diyerek bu isteğini reddediyor.

Sonrasında Apollo 8 fırlatılıyor ve görevin 5. gününde tahmin edin ne oluyor?

Evet. Astronotlardan biri yanlış düğmeye basıyor ve aracın dünyaya dönmesi için gerekli verilerin bir kısmını siliyor.

NASA mühendisleri bu sorunu çözmek için 9 saat uğraşıyor ve apollo bilgisayarına yeni bir veri seti göndererek sorunu gideriyorlar. Olası bir felaketle de sonuçlanabilirdi ama Hamilton’a izin verilseydi bu sorun o anda çözülebilecekti.

Şimdi Apollo 11’in yaşadığı soruna geri dönelim. Çok teknik detaylara girmeden şöyle açıklayalım Apollo 11 aya inerken NASA’nın asla olmaz dediği şey ikinci kez oluyor ve astronotlardan birinin yanlış bir komut vermesi nedeniyle bilgisayar aşırı yükleniyor. İniş sırasında bilgisayarın %90’ının sadece inişe odaklanması gerekiyor ama yazılımcılar bu aşırı yük sorununu çözemiyorlar bir türlü. Açıkçası görevi bu sorunun yaşanmaması için dua ederek ve Hamilton ve ekibinin bulacağı çözüme güvenerek başlatıyorlar. Neyse ki Hamilton ve ekibi bu sorunu önceliklendirme özelliğini kullanarak aşıyorlar. Yani bilgisayarın tüm görevleri verilen sıra ile değil, o sırada gerekli olan işleme gerekli gücü tahsis ederek çalışmasını sağlıyorlar. Kısacası Apollo 11 iniş sırasında yazılımcıların dualarına cevap vermeyerek aşırı yüklenme sorunu yaşıyor ve Hamilton’ın çözümü sayesinde bu sorunu o anda çözüyor ve Ay’a iniş başarıyla gerçekleşiyor.

Apollo 11 sonrasında da Hamilyon NASA için çalışmaya devam ediyor ve hatta Amerika’nın ilk uzay istasyonu olan SkyLab’de de görev alıyor.

Hamilton Yazılım Mühendisliği terimini bulan kişidir bu arada ve bu nedenle NASA’da çalışan ilk yazılım mühendisidir. Ayrıca önceliklendirmeyi de yazılımda kullanan ilk kişidir. Tüm bunları yaptığı zamanlarda bir kadın olarak tüm bunları başarabilmenin 2 kat daha zor olduğundan bahsetmiyorum bile. Çünkü  bu “kadın olmasına rağmen” başarılı olmuş bir kadın hikayesi değil, bu insan isterse neler başarabilirin cevabı olan bir hikayedir.

Kendisi şu anda hala hayatta bu arada ve sayısız ödül almıştır ve 1986 yılında kurduğu Hamilton Technologies şirketinin başında, bugün dahi hataları öngörerek yazılımlardaki olası sorunları önceden önlemeye devam ediyor.

Haftaya Cuma yine aynı saatte burada görüşmek üzere.

Hoşçakalın…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.