Dil ve Evrim: Neden Konuşuyoruz?

Hafızana güveniyor musun? Öyleyse bir test yapalım.

Ekranda birkaç saniyeliğine bazı sayılar göreceksiniz Ardından sayılar kaybolacak. Sayıların ekranda hangi sıra ile durduğunu gösterebilir misiniz? Hadi başlayalım.

Bu biraz kolaydı sanırım. 1 – 2 – 3

Biraz daha zorlaştıralım mı?

Şimdi yine aynı şekilde. Sayıların nerede olduğunu sırasıyla göstermenizi istiyorum. Hazır mısınız?

Çok mu zordu? Haklısınız. Kimse yapamazdı zaten değil mi?

İşte işler burada karışıyor. Size şöyle söyleyeyim. Az önce yaptığımız testi bir şempanze bile yapardı.

Nasıl mı? Buyrun…

Bu şempanzenin önüne gelen grupların her biri yeni bir sayı grubu. Yani daha önce görmediği sıralamalardan oluşuyor. Saniyenin yarısı kadar bir süre bakması bile yetiyor tüm rakamların yerini sırası ile göstermek için. Neredeyse fotografik bir hafızaya sahip.

Ama nasıl? Bizim için imkansıza yakın, hatta abartalım imkansız bir testi bir şempanze nasıl bu kadar kolay çözebiliyor? Hani biz daha akıllıydık?

Nedeni çok basit aslında. Çünkü biz “konuşuyoruz”…

Ne alaka? Anlatalım…

7 milyon yıl kadar önce şempanzeler ya da insanlar ortada yokken şempanze ve insanların bilinen son atası CHLCA’lar yaşıyordu. Bu tür bugün de primatlarda çok sık gördüğümüz üzere ağaçlarda yaşıyordu. Bir süre sonra bu türün bazı üyeleri nedense şansını düzlüklerde denemeye karar veriyor. Ancak ağaçlarda yırtıcılara karşı edinilen güvenlikten de fedakarlık etmek durumunda kalıyorlar. Bunun için daha önce hiç ihtiyaç duymadıkları becerilere gereksinim duyuyorlar. İşbirliği yapmaya. Bilgi paylaşımına. Yırtıcıların nerede olduğunu, genelde nerelerde gezdiklerini, günün hangi saatlerinde oralarda olduklarını diğer grup üyelerine de söylemeleri gerekiyordu. Bunun için de bir sembol birikimine.

Yani bu teoriye göre dilin başlangıcı da buraya dayanıyor. Hayatta kalmak için bilgi paylaşma ihtiyacına.

Ağaçlardan düzlüklere geçişte bir sürü tür ortaya çıkıyor. Homo erectus, Homo habilis, Neandartheller bunlardan bazılarıydı. Ama dediğimiz gibi vahşi yaşamda hayatta kalmak için bilgi paylaşmak, dünden, bugünden ve yarından bahsetmek gerekiyordu. Bizden önceki türler maalesef “Carpe Diem” dediği için yok olmaktan kurtulamadılar ve bugüne sadece biz ulaşabildik.

Ağaçlardan inmeyerek akıllılık yapan türlerden biri de şempanzeler ve bildiğiniz üzere yaşayan en yakın akrabalarımız da onlar. Bizi ayıran yegane özellik ise konuşabiliyor olmamız.

Peki şempanzeler neden konuşmuyorlar? Onlar neden bu özelliği geliştirmediler?

Aslında az önce bahsettiğimiz gibi bunun nedeni insanın ağaçlarda yaşayacak kadar güçlü olmaması.

Yani şempanzelerin konuşmaya ihtiyacı olmadı. Bizden önceki atalarımızın düzlüklerde anı yaşa diyerek yok olmasının tersine şempanzeler ağaçlarda anı yaşayarak hayatta kalıyorlar. Yani aslında şempanzeler kolayı seçiyorlar. Çünkü tek yapmaları gereken ilerdeki çalılıklara bakıp kaç tane düşman olduğunu saymak ve oraya gitmekle gitmemek arasında karar vermek.

Bunun için de gerekli olan en önemli özellik kısa süreli hafıza.

İşte tam da bu nedenle en başta çuvalladığımız testte şempanzeler bizden fersah fersah daha iyiler.

Bunun bilimsel açıklaması da şu.

Evrimsel süreçte şempanzelerle insan arasında beyin anatomisi arasında aslında çok büyük bir fark yok. Yani yeni bir tür beyin ortaya çıkmıyor. Burada tek fark biz dil öğrenirken – ki buna çok ihtiyacımız var, beynimizde dil öğreniminden sorumlu kısım kısa süreli hafıza ile bitişik durumda. Ve dil öğrenimi için gereken kısım büyüyüp gelişirken kısa süreli hafızadan sorumlu olan kısımdan feragat etmemiz gerekiyor. Yani bir tür fedakarlık yapmamız gerekiyor. Bunun da bilimsel bir adı var aslında “Cognitive Tradeoff Hypotesis”.

Yani hayatta kalmak için paylaşmak, paylaşmak için bir dil geliştirmek ve bunu geliştirirken atalarımızın sahip olduğu inanılmaz hafızadan ferağat etmemiz gerekiyordu.

İnsanlığın gelişimine bakılırsa çok da kötü bir takas olmamış bu.

Ve aslında özümüze bakarsak bizi biz yapan, bizi tüm diğer hayvanlardan ayıran konuşmak, düşünmek değil, paylaşmak. Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek sağlamak, onları güvende tutmak için birbirimize yardımcı olmak ve desteklemek…

O yüzden şempanzeler kadar mutlu olamasak da birbirimizi destekler, yardım edersek hayattaki asıl amacımızı da bulmuş olacağız.

Bu arada bahsettiğimiz evrimsel süreçte sadece dil konusunda ayrılmadık. İğrenme duygusu gibi çok farklı özellikler de geliştirdik. Bu konulara da önümüzdeki videolarda değineceğiz. Takipte kalın…

Haftaya Cuma yine aynı saatte burada görüşmek üzere…

Hoşçakalın.

Kaynaklar

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3049109/

https://www.nature.com/subjects/evolution-of-language

https://science.howstuffworks.com/life/evolution/language-evolve.htm

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.