Featured Video Play Icon

IQ Yetmez EQ da Lazım – Duygusal Zeka Nedir?

Duygularını kontrol edemeyen insanlar. Öfke patlamaları yaşayanlar. Özellikle hiç de patlanacak bir durum yokken. Başkalarını dinleyemeyenler. Dinlemek istemeyenler. Sürekli tartışma, kavga, sorun peşinde olanlar. Her şey için başkalarını, sizi suçlayanlar. Sizi, nasıl hissettiğinizi anlamayan, umursamayanlar. Sizi çok hassas olmakla itham edenler. Düzgün bir arkadaşlık kuramayan, ilişkilerinde sorun çıkaranlar. Empati kurmaktan yoksun insanlar!

Dinlerken içiniz daraldı değil mi?

Hepsine bir selam gönderelim mi buradan?

Ama çok da kızmayın. Çünkü tüm bu insanların, hepsinin ortak bir noktası var.

Bu insanların zekaları düşük.

Ama bildiğimiz anlamda zekadan bahsetmiyoruz.

Duygusal zekaları yok derecede bu insanların. Bu kişi hepimiz olabiliriz bu arada ve bu konuyu her iki açıdan da değerlendirmekte fayda var.

Duygusal zeka derken duyguları anlamak, kontrol edebilmek ve değerlendirme kabiliyetine sahip olmaktan bahsediyoruz. Bazı araştırmacılar bu özelliğin yani duygusal zekanın öğrenilebileceğini ve güçlendirilebileceğini düşünürken bir grup da bunun doğuştan geldiğine ve değiştirilemez bir karakter olduğuna inanıyor. Bu konudaki tartışmalar devam ede dursun biz biraz daha derinine inelim.

Duygularınızı ifade edebilmek ve kontrol edebilmek bu işin en temel kısmı. Hatta kolay kısmı desek yeridir. Burada asıl meydan okuma şurada. Başkalarının duygularını da anlayabilmek, yorumlayabilmek ve uygun tepkileri verebilmek asıl önemli kısmı bu becerinin. Bir arkadaşınızın üzgün olduğunu ya da bir iş arkadaşınızın biraz sinirli olduğunu anlayamadığınızı hayal edin. İşte psikologlar bu beceriye duygusal zeka, kısaca EQ diyorlar. Ve birçok bilim insanına göre duygusal zeka, IQ dediğimiz bilişsel zekadan da önemli.

Buna birazdan geri dönelim isterseniz.

Önce bu duygusal zekanın nasıl ölçüldüğüne bakalım. Bu becerinin testi için internette birçok sözde test bulabilirsiniz. Ancak temelde bu testler “öz değerlendirme” ve “yetenek testi” olarak ikiye ayrılır.

Öz değerlendirme testleri en yaygın olanlar çünkü uygulanması ve raporlanması en kolay olanlar bunlar. Bu tip testlerde katılımcılar kendi davranışlarını değerlendirerek örneğin “Sıklıkla başkalarının nasıl hissettiğini anlarım” gibi sorulara “katılıyorum” ya da “katılmıyorum” veya daha geniş bir ölçekte “kararsızım” gibi cevaplar verir.

Yetenek testlerinde ise bazı örnek durumlar gerçekleştirilir ve kişilerin bu durumlara tepkileri ölçülür. Bu durumda başka bir kişi sizi değerlendirerek belirli bir puanlama yapar.

Ancak duygusal zekanızı bir uzman ölçüyorsa en yaygın kullanılan iki tane ölçekten birini kullanacaktır yüksek ihtimalle.

Bunlardan biri “Mayer-Salovey-Caruso Duygusal Zeka Testidir”. Burada Mayer ve Salovey Duygusal Zeka modelinin dört temel başlığı değerlendirilir.

Birincisi kendinizin veya başkalarının duygularını algılama becerisi.

İkincisi duygular ile düşünebilme becerisi.

Üçüncüsü duyguları, duygusal dili ve duyguların ilettiği işaretleri anlayabilme becerisi ve sonuncusu belirli hedeflere ulaşabilmek amacıyla duyguları yönetebilme becerisidir.

Diğer ölçek de Duygusal ve Sosyal Yeterlilik Envanteri adı verilen bir ölçektir. Ve burada da bir tür Öz Değerlendirme Anketi söz konusudur. Bu değerlendirmede kimi zaman testi alan kişiyi tanıyan kişiler dahil edilerek farklı duygusal becerilerde kişinin yeteneklerini değerlendirmeleri istenir. Bu test genellikle güçlü liderlik vasfı olan insanların sosyal ve duygusal becerilerini değerlendirmek üzere kullanılır.

Bu testler genellikle uzmanlar tarafından ya da bu konuda yetkili olan kurumlarca yapılır. Bu açıdan pek Türkçe kaynak bulamadım ancak bazı İngilizce testleri ve bu testlerle ilgili bazı kaynakları açıklamalara ekleyeceğim.

Şimdi.

Az önce bahsettiğim dört ana başlığı biraz daha detaylı incelemek gerekirse. En basitten en zora doğru sıralanan bu modelde duygusal zekanın yüksekliğini gösteren bazı unsurlar şu şekildedir.

İlki duyguları algılamak. Duyguları anlayabilmek için önce doğru şekilde algılamak gerekir. Birçok durumda bu sözlü de olmayabilir. Bir kişinin vücut dilinden ya da yüz ifadelerinden nasıl hissettiğini anlayabiliyorsanız bu olumlu bir özelliktir.

İkinci sırada duygular ile düşünceleri yönetebilme becerisi bulunur. Yani düşüncelerimizi ve bilişsel becerilerimizi duygularımız ile desteklemekten bahsediyoruz. Zira dikkatimizi çeken şeyleri ya da tepki verdiğimiz şeyleri duygularımız belirler. Dikkatimizi cezbeden her şeye duygularımızla tepki veririz.

Üçüncü sırada duyguları anlamak gelir. Algılamak başka, gerçekten anlamak başkadır. Algıladığımız duyguların birçok farklı anlamı olabilir. Örneğin biri sinirli davranıyorsa bu kişinin neden sinirli olduğunu ve altındaki anlamı kavrayabilmek çok az kişinin sahip olduğu bir beceridir. Eşiniz ya da sevgiliniz mesela durup dururken sinirli davranmaya başladığında onun sinirli olduğunu kolayca anlayabilirsiniz. Fakat neden sinirli olduğunu anlayabilmek gerekir. Yaptığınız ya da yapmadığınız şeyler neden olmuş olabilir ya da işi veya ailesi ile ilgili sorunları olabilir.

En zoru ise duygu yönetimidir. Duygusal zekanın en önemli kısmı budur. Duygularınızı kontrol edebilmek, ayrıca başkalarının duygularını da doğru şekilde anlayıp buna uygun şekilde davranabilmek işte işin en zor kısmı.

Başta da söylediğim gibi bu konu tahmin edildiğinden de çok önemli ki birçok ülkede ilkokuldan itibaren müfredata sosyal ve duygusal öğrenme programları entegre edilmeye başlandı. Bunun amacı sadece psikolojik sağlık değil bu programlar sayesinde çocukların hem akademik anlamda daha başarılı olduğu hem de zorbalık gibi önemli konuları daha iyi yönetebildiği ortaya çıkmış.

Diğer taraftan duygusal zekanın günlük yaşamdaki etkileri de çok derin.

Örneğin duygusal zekası yüksek insanlar duyguların güçlü olabileceğinin farkındadır. Ancak en önemlisi duyguların geçici olabileceğinin de farkındadır. Örneğin biri ile ciddi bir tartışma yaşadığınızda ve sinirlendiğinizde o anda daha sonra pişman olabileceğiniz bir tepki vermeyip sakinleşebiliyor ve bir tepki vermeden önce değerlendirme yapabiliyorsanız bu konuda iyi olduğunuzu söyleyebiliriz. Bu sayede sizin sayenizde herkes için faydalı bir iş yaparak tartışmanın nedeninin aslında o kadar da çözümsüz olmadığının görülmesini sağlayabilirsiniz.

Ayrıca öz farkındalığınız da oldukça yüksektir. Sadece başkalarının duygularını anlamak söz konusu değil burada. Bu tip insanlar kendi duygularının da oldukça farkındadır ve hislerinin altında yatan faktörleri çok iyi görebilirler.

Ancak bu konunun belki de en çarpıcı kısmı empatidir. Başka insanların bakış açılarını, deneyimlerini ve duygularını hesaba katarak bu insanların neden böyle davrandığını ve neden böyle hissettiğini anlayabilmek ve bunu açıklayarak buna göre davranmak gerçekten çok üst düzey ve nadir bir beceridir.

Peki bu beceriyi geliştirmek için ne yapabiliriz? Duygusal zekası yüksek insanların en temel örnekleri nelerdir?

Bunlarla sınırlı olmamakla birlikte davranış şekilleri şu şekildedir bu insanların.

Eleştiriyi çok rahat kabul edebilir ve sorumluluk almaktan korkmazlar.

Bir hata yaptıktan sonra bu hatayı kabul edip, ne gerekiyorsa yapıp hayatlarına devam edebilirler.

Gerektiğinde hayır demekten korkmazlar.

Hislerini başkaları ile paylaşmaktan çekinmezler.

Sorunları herkes için en mantıklı şekilde çözebilirler.

Başkaları ile empati kurabilirler.

Çok iyi dinleyicilerdir.

Yaptıkları şeyleri neden yaptıklarını çok iyi bilirler ve en önemlisi başkalarını asla yargılamazlar.

Siz de bu becerilere ulaşmak için öncelikle dinleyebilirsiniz. Evet. Dikkat etmeli, değer vermelisiniz. İnsanların sözlü ya da sözsüz olarak size ne anlatmaya çalıştığına dikkat edin. Belli bir duygu yoğunluğu hissettiğinizde buna göre değil bu duyguya neden olan faktörlere odaklanın.

Diğer taraftan yine empati kurmalısınız. Başkalarının yerine kendimizi koymadan neden öyle davrandıklarını anlayamayız. Siz olsaydınız nasıl hisseder nasıl davranırdınız? Sürekli bu soruyu sorun kendinize. Bu sayede tüm durumlarda doğru tepkileri verebilirsiniz ve zamanla göreceksiniz ki bu pratiğiniz sayesinde duygusal becerileriniz çok güçlenecek.  

Bu sayede hem kariyer anlamında hem de aile veya romantik ilişkilerde çok önemli beceriler elde ettiğinizi göreceksiniz.

Bu da neden aslında IQ’su yüksek olduğu düşünülen insanların insan ilişkilerinde oldukça başarısız olduğunu açıklıyor.

Çünkü bu duygusal zeka mevzusu ne kadar farklı şekillerde daha önce tartışılmış olsa da ciddi anlamda hayatımıza girmesi 1990’ların başına denk gelir. Henüz çok çok yeni bir konu ve önemi de her geçen yıl daha çok anlaşılıyor.

Önceden yüksek IQ’nun hayatta başarı ve mutluluk için yeterli olduğuna inanılırdı. Aslında bu insanların akademik başarı ve para kazanma konusunda daha başarılı olduğu da görülür ancak genel memnuniyet ve mutluluk konusuna gelindiğinde yeterli olmadığı işte bu konunun hayatımıza girmesi ile anlaşıldı diyebiliriz.

Hem IQ hem de duygusal zeka anlamında gelişmiş insanlar için altın formülü bulmuşlar diyebiliriz. Ve oldukça fazla sayıda araştırma bu ikisinin de doğru adımlar atılarak geliştirilebildiğini göstermiştir bize.

O nedenle hem sosyal anlamda hem de belki de eğitim sisteminde köklü adımlar atılarak en baştan bu konunun üzerine gidilirse her anlamda daha başarılı ve mutlu bir topluma ulaşmak mümkün olabilir.

Önce kendimizi, duygularımızı anlamakla başlayarak başkalarının nasıl ve neden öyle hissettiğini anlamaya çalışmalıyız.

Aristo’nun da dediği gibi.

“Herkes sinirlenebilir. Bu kolay. Ancak doğru insana, geçerli bir sebeple, doğru zamanda, yeterli düzeyde ve doğru şekilde sinirlenmek. İşte zor olan budur.”

 Ve her zaman olduğu gibi.

Tekrar görüşene dek.

İyi ki varsınız!

Sevgiler…

Kaynaklar:

What Is Emotional Intelligence?

How Emotionally Intelligent Are You?

https://www.verywellmind.com/iq-or-eq-which-one-is-more-important-2795287

Emotional Intelligence Test – Global Leadership Foundation

The Emotional Intelligence Institute – What is emotional intelligence? – 4. Mayer and Salovey model of emotional intelligence

“IQ Yetmez EQ da Lazım – Duygusal Zeka Nedir?” için bir yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.