LSD Beynimize Ne Yapıyor

https://www.youtube.com/watch?v=MkHg56E1Es8

Baştan uyarımızı yapalım. Bu videoda bahsedeceğim LSD kullanımı tamamen bilimsel ve tedavi amaçlı olup laboratuvar ortamında kontrollü bir deney kapsamında gerçekleşmiştir. Asla kullanıma özendirme amacı yoktur.

Uyarımızı yaptıktan sonra LSD nedir ondan bir bahsedelim. Sonrasında çok ama çok ilginç bulgulardan bahsedeceğiz.

LSD yani lizerjik asit dietilamidi ilk olarak 1938 yılında sentezlenmiş ancak 1943’e kadar psikolojik ve psikiyatrik faydaları keşfedilememiştir. 1950 ve 60’lı yıllarda sayısız psikoloji ve psikiyatri araştırmasında kullanılmış ve insan beyni ile ilgili bildiklerimiz ve psikolojik rahatsızlıklar hakkında oldukça yol kat edilmesine katkı sağlamıştır. Ancak hepimizin bildiği gibi sonrasında uyuşturucu etkisinin sıradan insanlar tarafından keşfedilmesi ve uyuşturucu olarak kullanılmaya başlanması sonrasında hem suç kapsamına alınmış hem de laboratuvar testlerinde dahi kullanılması yasaklanmıştır.

Bu yasak aslında gayet anlaşılabilir bir yasak. Çünkü LSD etkisinde olanların nasıl hissettiklerine dair ifadeleri çok çarpıcıdır. Ama neredeyse hepsinin söylediği bir şey var. “Kendimi evren ile bir bütün gibi hissediyorum” derler. Bu da ego dissolution yani benliğin kaybolması etkisine bir örnektir aslında. Bunun yanında ciddi halüsinasyonlar, bilincin bozulması gibi etkileri de var kontrolsüz kullanıldığında.

Neyse konumuza dönersek. Zürih Üniversitesinde bazı araştırmacılar LSD’nin etkilerini laboratuvar ortamında tekrar gözlemlemeye ve bu bahsedilen etkilere nelerin neden olduğuna bakmaya karar veriyorlar. Bunun için 25 gönüllü katılımcı ile çalışıyorlar. Bu gönüllülerin hiçbiri daha önce bir uyuşturucu kullanmamış kişiler.

İşte bu kişilere belirli bir dozda LSD veriliyor ve beyin taramaları gerçekleştiriliyor.

Sonuçlar çok ilginç. Burada LSD etkisinde olan ve olmayan iki beyin taramasını görüyorsunuz. Soldaki her tarafı alev alev yanan beyin LSD etkisindeki beyin. Buna neyin neden olduğunu da buluyor araştırmacılar. Görünüşe göre LSD beynin 4 bölümü arasındaki bilgi akışına müdahale ediyor.

Şöyle açıklayalım. Beynimizin orta alt kısmında thalamus adında bir bölge var. Bu bölge bizim en ilkel duygularımızı kontrol eden bölge. Uyuma uyanma rutinimizi burası düzenler. Görsel ve işitsel mesajları beynin ilgili bölgelerine iletir. Yürüme, koşma, bir tehlike anında kaçma hareketlerimizi düzenleyen de burasıdır. Korkudan, şiddetten, öfkeden burasının sorumlu olduğu düşünülür. Ayrıca bir filtre görevi de görür. Zira insan beyni uyanıkken inanılmaz fazla bilgiye maruz kalır. Milyonlarca şey görür ve sayısız şey duyarız. Hatta bir araştırmaya göre bir insan günde ortalama 105.000 kelime duyarmış. İşte thalamus bu bilgilerin hepsinin beynimizde işlenmesini engelliyor. Gerekli bilgilerin geçmesine izin veriyor. Gereksiz olanları “biz sizi ararız” diyerek gönderiyor. Bir nevi sekreterlik yapıyor.

İşte LSD Thalamus’un bunu yapmasını engelliyormuş! Beynin devreleri yakmasını engelleyen bu filtreyi ortadan kaldırıyormuş. Sekreteri tatile gönderiyor yani. Böyle olunca işitsel, görsel, motor, koku artık ne varsa tüm bilgiler birbirine karışıyor. Duyduğumuz şeyi görsel olarak canlandırıyor, gördüğümüz şeyi sanki duyuyormuş gibi hissediyoruz. Bu anda da bu uyuşturucunun etkisinde olanlara şöyle bir şey oluyor:

Video of the girl

Bahsettiğimiz gibi. Beyinde her bölgenin bir görevi var. Görsel korteks denen bölge misal sadece görsel verileri işler. Hatta bu bölgenin işlevini ve gücünü keşfeden reklamcılar sinemada, sağda, solda sizin fark etmediğiniz ya da beynin işlemesine izin verilmeyecek kadar kısa sürelerde çok kısa resimler göstererek neyi satın alıp almayacağınıza da karar veriyor. Bu konuda da bir video gelecek. Buradan duyurmuş olayım. İşte bu bölge dediğimiz gibi görselleri işlemekle yükümlüyken LSD etkisi altında olan beynin mesela dilden sorumlu alanı da görsel bilgileri işlemeye başlıyor. Sonunda hepimize çok normal gelen bir resim LSD kullanmış birine inanılmaz parlak, hareketli gelebilir. Ya da çok çok farklı anlamlar çıkarabilirler.

Hatta yine kontrollü deneylerde ressamlara da LSD verilmiş ve uyuşturucu etkisi öncesi, sırası ve sonrasında kendilerinden aynı resmi tekrar tekrar yapmaları istenmiştir. Sonuç bu.

Bununla birlikte yakın zamanda Silikon Vadisinde bazı ciddi büyük firmalarda ofislerde çalışanların mikro dozda LSD aldığına dair bazı raporlar çıktı. Bu çalışanların neden LSD kullandığından ve sonuçlarından çok bahsetmek istemiyorum. Zira bu bir söylenti ve henüz kanıtlanmış bir şey yok o nedenle yanlış yönlendirmek istemiyorum ama Steve Jobs’ın da bu ilaçla yakın ilişkisini hayatını az çok okumuş olanlar bilir. Silikon vadisinde olup bitenler de bununla bağlantılı oabilir. Bilemeyiz.

Özetle. LSD’nin yarattığı etkiyi gereğinden fazla yaşadığınızda tüm kontrolü kaybediyorsunuz. Thalamus’u bir baraj kapağı gibi düşünürsek LSD’de o kapağı kıran güç aslında. Sonrası ise malum. Felaket.

Yine başta da söylediğimiz gibi bu bir uyuşturucudur ve zevk için kullanıldığında çok ciddi hatta ölüme kadar götüren sonuçları söz konusudur. LSD etkisindeyken özellikle gördüğü halüsinasyonlardan kurtulamayarak inanılmaz acı verici yöntemlerle kendisine zarar verenler, intihar edenler, ailesini, arkadaşlarını yaralayanlar veya öldürenlerin sayısı çok fazladır. O nedenle kesinlikle uzak durulmalıdır.

Ancak bilim adamları bu ilacın kontrollü deneylerde kullanılması sayesinde psikiyatrik ve psikolojik bozukluklara dair çok önemli bulgular elde edebileceğini düşünüyor. Neler olacağını hep beraber göreceğiz.

Her zaman olduğu gibi. Haftaya aynı saatte burada görüşmek üzere.

Sevgiler!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.