bebarbilim

Milyonlarca genç bu hafta tüm hayatını etkileyecek bir sınava girecek. Ne kadar büyük bir stres kaynağı olduğundan bahsetmeme gerek dahi yok. Gençliğinin en değerli yıllarını bu stresle geçiren milyonlarca genç… Başka bir alternatifleri de yok. Özellikle bu zamanda ya okuyacaksın ya okuyacaksın, başka çaren yok. Üniversiteye gitmezsen başka hiçbir şansın olmayacak şu hayatta. Diyoruz. Diyorlar…

Ben size bir şey söyleyeyim mi… Hiç de öyle değil. Hele bu zamanda…

Hatta biraz iddialı olacak ama… ***Sevgili arkadaşlar. Sınava birkaç gün kala stresten ne yapacağınızı şaşırmış haldesiniz, çalışsam mı artık bıraksam mı, ne yapacağım bilmiyorum modundasınız çok iyi biliyorum… Gelin biraz rahatlayalım…

Çünkü size yeni bir dünyadan bahsedeceğim… Bu dünyada üniversite okumasanız da olur…

Yanlış duymadınız… Üniversite okumanıza gerek yok. Ne saçmalıyor la bu demeden size anlatayım bu yeni dünyayı…

Teknolojiyi ne kadar yakından takip ettiğimi önceki videolarımı ve dünyayı değiştirecek teknolojiler serisini izleyenler zaten biliyordur. Dünya değişiyor demiştim. Hazır olun. Bu yeni dünya şu ankinden çook farklı demiştim. Şu anda sahip olduğunuz beceriler, şu anda bize öğretilen bilgiler müthiş bir hızla geçerliliğini yitiriyor demiştim. Ve bunun kanıtını her geçen gün görüyoruz…

Ben size burada tek bir soru sorayım. Sizce eğitim sistemimiz, mevcut müfredat, şu anki üniversiteler bu hızlı değişime ayak uydurabiliyor mu? Big data, yapay zeka, artırılmış gerçeklik, nesnelerin interneti gibi avukatlıktan, doktorluğa, mühendislikten, öğretmenliğe tüm meslekleri kökünden değiştiren ve hatta bu meslekler için insanların gereksiz olmasına neden olan bu teknolojileri takip ediyor mu bizim sistemimiz? Buna uygun değişiklikler yapıyor mu?

Yani çok düşünmeye gerek yok sanırım. Maalesef hayır…

Ben şuna benzetiyorum eğitim sistemini. Hızla değişen dünya bir nehir ve eğitim sistemi bu nehirin ortasında kımıldamadan duran bir kaya…

Ama siz gençler, yeni dünyanın vatandaşları, geleceğin asıl sahipleri… Sizin çıkış yolunuz var…

Gelin ondan bahsedelim…

MOOC’tan… Massive Open Online Courses… diye bir olaydan…

Duyanlarınız vardır mutlaka. Kitlesel Açık Çevrimiçi Kurslar da diyebiliriz.

İşte bugünkü haliyle örgün eğitimi tarihin tozlu sayfalarına gönderecek bir sistem bu.

Birkaç örneğinden bahsedeceğim size. Kurs dediğime bakmayın. Bu sistemde online olarak bir üniversite dahi bitirebiliyor, Harvard, Stanford, Yale, MIT gibi üniversitelerden sertifikalar hatta diploma alabiliyorsunuz.

Şimdi sayısı her geçen gün artan bu platformlardan en popüler olanlarına yakından bir bakalım. Videonun sonunda da önemli bir uyarım olacak… Neyse…

Misal

1. Edx

Edx.*** Kaliteli eğitime herkesin, her zaman, her yerden erişebilmesini sağlamak mottosuyla 2012’de Harvard ve MIT ortaklığı ile kurulan bu site aracılığı şu an itibariyle dünya çapında 120’nin üzerinde üniversite kendi programlarını sunmaktadır. Sunulan dersler arasında aklınıza gelebilecek tüm konular var. Bilgisayar Mühendisliği, Psikoloji, Eğitim, Dil Öğrenimi, Fizik, Kimya. Ne ararsanız. Açık kaynaklı olan bu platformun gelecekte çok daha büyüyerek inanılmaz noktalara gelebileceğini düşünüyorum. Hatta yakın zamanda google ile anlaştıkları ve ***mooc.org adında bir sitede çok daha geniş kapsamlı bir çalışma ile eğitimde bir tür devrim yaratacaklarına dair söylentiler de dolaşıyordu.

2. Coursera

Coursera da aynı kapsamda farklı üniversitelerden hocaların videolu dersler verdiği bir platform. Burada da sertifikalı sayısız kurs bulabilir, kurslarda ödevleri yapabilirsiniz. En güzeli yaptığınız ödevleri teslim ediyorsunuz ve ödevleriniz notlanıyor. Teknik olan ödevler bilgisayar tarafından. Makale tarzı sübjektif ödevler ise kursu alan diğer öğrenciler tarafından notlanıyor ve ortalaması alınıyor. Ayrıca coursera bazı programları baştan sona sunarak 15.000 dolar gibi bir rakamla belirli üniversitelerden mezun olma imkanı da sunuyor. Şu şartlarda yüksek bir rakam gibi görünse de ülkemizdeki özel üniversitelerin fiyatları ile karşılaştırıldığında çok fazla da değil ve uzaktan eğitimle yurtdışından bir üniversiteden gerçek bir diploma alabilme imkanı da çok önemli bir fırsat.

3. Udacity

Amacımız eğitimi demokratikleştirmektir diyerek yola çıkan Udacity de çok farklı alanlarda çok farklı kurslar sunan ve nanodegree başlığı altında mini bir üniversite deneyimi sunan bir platform. Birçok kullanıcı bu tip programlar ile kariyerlerinin tamamen değiştiğini ve şu anda hayal ettikleri mesleği yaptıklarını belirtiyor.

4. Udemy

Son olarak Udemy’den bahsedelim. Udemy’nin yeri biraz başka zira Udemy bir nevi türk girişimidir. Eren Bali ve Oktay Çağlar isimli iki girişimcinin silikon vadisinde 1 milyon dolar yatırımla kurduğu bu proje şu anda yıllık 28 milyon dolar civarı net kar elde ediyor ve bu alanda ilklerden biri olmakla biliniyor. Udemy az önce bahsettiklerimden biraz farklı olarak akademik çalışmadan daha çok bireysel gelişim kursları ile öne çıkıyor. Öyle ki bilgisayar programcılığından tutun da ekmek pişirme kursuna kadar binlerce kurs alabiliyor ve hatta kendiniz de uzman olduğunuz bir konuda kurs vererek çok iyi paralar kazanabiliyorsunuz.

Bunun yanında MIT OpenCourseWare, Stanford Online, CanvasNetwork, KhanAcademy gibi bu sistem ile işleyen birçok site mevcut ve her geçen gün yenileri açılıyor.

Şimdi işin en önemli tarafı şu. Üniversite okumanıza gerek yok derken bu bırakın, sınava girmeyin, ciddiye almayın demek değil. Şu anda bir geçiş dönemindeyiz ve bir örgün üniversite diploması hala geçerliliğini koruyor. Bunun yanında üniversitenin akademik katkılarından ziyade bana kalırsa en önemli katkısı sosyal anlamda çok farklı insanlarla tanışmanıza vesile olmasıdır.

Yani bir de Mark Zuckerberg de üniversite bitirmemiş abi geyiğini de bırakalım. Unutmayalım ki Zuckerberg Harvard’a girebilmişti. Girdikten sonra bırakmak, bir amaç uğruna bırakmak ile her üniversite bırakanın Zuckerberg olacağına inanmak farklı şeyler. Neyse.

Ama üniversite okuyun veya okumayın… Yeni dünya için gereken beceriler her gün değişiyor ve sadece diploma alarak kalabalıkta fark edilmeniz imkansız. Benim de anlatmaya çalıştığım bu aslında.

***Üniversiteyi kazanmanız durumunda da size verilecek eğitimin yetersiz olabileceğini aklınızdan çıkarmadan bu bahsettiğim siteler veya farklı platformlardan kendinizi geliştirmek zo-run-da-sı-nız.

Aksi halde üniversite mezunu vasıfsız yığınlar arasına katılmaktan başka bir yere varamayacaksınız…

Tüm bu imkanlara ulaşmanız için ise tek bir şartınız var. İngilizce bilmek! Tüm bu platformlarda Türkçe dersler de veriliyor. Hatta yeri gelmişken az önce bahsettiğim EDx ve Türkcell anlaşmasıyla Girişimcilik 101 ve 102 dersleri Türkçe olarak veriliyor. Tek başına bu kurs bile bu sistemin nasıl işlediğini ve insana ne tür kapılar açabildiğini görmek açısından çok iyi bir başlangıç olabilir. ***İngilizce konusunda ise zaten bu konuda bir alternatifiniz maalesef yok. İngilizce’yi en hızlı nasıl öğrenirim derseniz onunla ilgili de bir video hazırlamayı düşünüyoruz. Takipte kalın.

Eğitimde asıl devrim şu anda gerçekleşiyor. Artık bilgiye, eğitime ulaşmak bu kadar kolayken ulaşmamak bir tercih meselesidir.